menu
FECR SURESİ
FECR SURESİ
Fecr süresinin; nüzül sebebi, konusu, fazileti, okunuşu ve meali..

Fecr Suresi Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Fecr”kelimesinden almıştır. Fecr, tan yerinin ağarması vakti demektir

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

Fecr Suresinin Nüzülü

Mushaftaki sıralamada seksen dokuzuncu, iniş sırasına göre onuncu sûredir. Leyl sûresinden sonra, Duhâ sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

Fecr suresinin Konusu

  Sûrede peygamberlere karşı çıkan ve ilâhî mesajı reddeden bazı eski toplulukların başlarına gelen felâketler hatırlatılmakta; Allah Teâlâ’nın insanı çeşitli yollarla imtihan etmesine değinilmekte, bazı insanlardaki mal tutkusu ve bencillik duygusu eleştirilmekte; kıyamet halleri, iyi ve kötü insanların âhiretteki durumları anlatılarak insanlar uyarılmaktadır.

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

Fecr Suresinin Özeti

Fecr, sabah namazı vakti aydınlığı demektir.1-14 ayetler arasında Allah teâlâ bazı zamansal olaylara yemin eder. Ardından akıllarınıkullanamadıkları için helak edilen kavimlerden bir kaç tanesi anlatılır. Kendisinin daimagözetleme yaptığı vurgusu yapılır.15-30 ayetler arasında insanın nimet kazandığı zaman kendisine değer verildiğini, nimetelinden alındığı zaman ise nankörlük yaptığı anlatılır. İnsanın kıyamet koptuktan sonra aklınıbaşına alacağı ama bunun da fayda vermeyeceği vurgusu yapılır. Ardından mütmain nefsinrazı olunmuş bir şekilde cennete gireceği söylenir ve Sûre biter. 

Kaynak: Murat PADAK / Şanlıurfa İbrahim Halilullah Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi

Fecr Suresinin Meali, Arapça okunuşu, Türkçe Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

1.

Tan yerinin ağarmasına andolsun,

وَالْفَجْرِ

Vel fecr.

2.

On geceye andolsun,

وَلَيَالٍ عَشْرٍ

Ve leyalin aşr.

3.

Çifte ve teke andolsun,

وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ

Veş şef'ı vel vetr.

4.

Geçip giden geceye andolsun (ki, müşrikler azaba uğrayacaklardır).

وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ

Vel leyli iza yesr.

5.

Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.

هَلْ فِي ذَلِكَ قَسَمٌ لِّذِي حِجْرٍ

Hel fi zalike kasemun lizi hicr.

6.

(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ

E lem tere keyfe feale rabbuke bi ad.

7.

(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?

إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ

İreme zatil ımad.

8.

(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?

الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ

Elleti lem yuhlak misluha fil bilad.

9.

(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?

وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ

Ve semudelleziyne cabussahre bil vad.

10.

(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?

وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ

Ve fir avne zil evtad.

11.

(11-12) Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.

الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ

Ellezine tagav fil bilad.

12.

(11-12) Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.

فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ

Fe ekseru fihel fesad.

13.

Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı.

فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ

Fe sabbe aleyhim rabbuke sevta azab.

14.

Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir.

إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ

İnne rabbeke le bil mirsad.

15.

İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, "Rabbim bana ikram etti" der.

فَأَمَّا الْإِنسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ

Fe emmel insanu iza mebtelahu rabbuhu fe ekremehu ve na'amehu fe yekulu rabbi ekremen.

16.

Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, "Rabbim beni aşağıladı" der.

وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ

Ve emma iza mebtelahu fe kadere aleyhi rızkahu fe yekulu rabbi ehanen.

17.

Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

كَلَّا بَل لَّا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ

Kella bel la tukrimunel yetim.

18.

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ

Ve la tehaddune ala taamil miskin.

19.

Haram helal demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.

وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا

Ve te'kulunet turase eklen lemma.

20.

Malı da pek çok seviyorsunuz.

وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا

Ve tuhıbbunel male hubben cemma.

21.

Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا

Kella iza dukketil ardu dekken dekka.

22.

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

وَجَاء رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا

Ve cae rabbuke vel meleku saffen saffa.

23.

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى

Ve cie yevmeizin bi cehenneme yevmeizin yetezekkerul insanu ve enna lehuz zikra.

24.

"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" der.

يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي

Yekulu ya leyteni kaddemtu li hayati.

25.

Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.

فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ

Fe yevmeizin la yuazzibu azabehu ehad.

26.

Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ

Ve la yusiku ve sakahu ehad.

27.

(Allah, şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ

Ya eyyetuhen nefsul mutmainneh.

28.

"Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!"

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً

İrcii ila rabbiki radıyeten mardıyyeh.

29.ayete git

"(İyi) kullarımın arasına gir."

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي

Fedhuli fi ibadi.

30.

"Cennetime gir."

وَادْخُلِي جَنَّتِي

Vedhuli cenneti.

Kaynak: Diyanet İşleri  Başkanlığı / Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Facebook Yorumları