menu
İNŞİKAK SURESİ
İNŞİKAK SURESİ
İnşikak süresinin; nüzül sebebi, konusu, fazileti, okunuşu ve meali..

İnşikak Suresi Hakkında

Mekke döneminde inmiştir. 25 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “inşakka” fiilinin mastarı olan “İnşikâk” kelimesinden almıştır. İnşikâk, yarılmakdemektir

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

İnşikak Suresinin Nüzülü

Mushaftaki sıralamada seksen dördüncü, iniş sırasına göre seksen üçüncü sûredir. İnfitâr sûresinden sonra, Rûm sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

İnşikak suresinin Konusu

 Sûrede kıyametin kopması, onun ardından gerçekleşecek olan uhrevî hesap, insanların iman ve amellerine uygun yargılama, ceza ve ödül gibi konular etkili bir üslûpla verilmektedir.

Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri

İnşikak Suresinin Özeti

İnşikak, yarılma demektir. Burada göğün yarılması anlamındadır.1-15 ayetler arasında kıyametin kopması esnasında vuku bulacak göğün yarılması, yerinyayılması ve insanın eninde sonunda Rabbine kavuşması, hesap kitabı sağdan verilenlerinkolaylık göreceği, kitabı soldan verilenlerin ise zorluk çekeceği anlatılır.16-25 ayetler arasında Allah teâlâ bazı zamansal olaylara yemin vurgusu yaptıktan sonrainsanın ahiret gününde halden hale gireceğini belirtir. Bazı kimselerin iman etmekten imtinaettiği, bazılarının ise iman ettiği vurgulanır.

Kaynak: Murat PADAK / Şanlıurfa İbrahim Halilullah Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi

İnşikak Suresinin Meali, Arapça okunuşu, Türkçe Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

1.

(1-2) Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-,

إِذَا السَّمَاء انشَقَّتْ

İzes semaunşakkat.

2.

(1-2) Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-,

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Ve ezinet li rabbiha ve hukkat.

3.

(3-4) Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman,

وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ

Ve izel ardu muddet.

4.

(3-4) Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman,

وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ

Ve elkat ma fiha ve tehallet.

5.

Rabbini dinlediği zaman -ki ona yaraşan da budur- (insan yaptıklarını karşısında bulur!)

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Ve ezinet li rabbiha ve hukkat.

6.

Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın.

يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ

Ya eyyuhel insanu inneke kadihun ila rabbike kedhan fe mulakih.

7.

Kime kitabı sağından verilirse,

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ

Fe emma men utiye kitabehu bi yeminih.

8.

Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek,

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا

Fe sevfe yuhasebu hısaben yesira.

9.

Sevinçli olarak ailesine dönecektir.

وَيَنقَلِبُ إِلَى أَهْلِهِ مَسْرُورًا

Ve yenkalibu ila ehlihi mesrura.

10.

Fakat kime kitabı arkasından verilirse,

وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاء ظَهْرِهِ

Ve emma men utiye kitabehu verae zahrih.

11.

(11-12) "Helak!" diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا

Fe sevfe yed'u subura.

12.

(11-12) "Helak!" diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir.

وَيَصْلَى سَعِيرًا

Ve yasla saira.

13.

Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.

إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا

İnnehu kane fi ehlihi mesrura.

14.

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ

İnnehu zanne en len yahur.

15.

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.

بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا

Bela, inne rabbehu kane bihi basira.

16.

Yemin ederim şafağa,

فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ

Fe la uksimu biş şefak.

17.

Geceye ve içinde topladıklarına,

وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ

Vel leyli ve ma vesak.

18.

Dolunay halindeki aya ki,

وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ

Vel kameri izet tesak.

19.

Şüphesiz siz halden hale geçeceksiniz.

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ

Le terkebunne tabakan an tabakın.

20.

Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Fe ma lehum la yu'minun.

21.

Onlara Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar.

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ*

Ve iza kurıe aleyhimul kur'anu la yescudun.

22.

Daha doğrusu, inkar edenler (Kur'an'ı) yalanlıyorlar.

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ

Belillezine keferu yukezzibun.

23.

Halbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını çok iyi bilir.

وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ

Vallahu a'lemu bima yuun.

24.ayete git

Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı müjdele!

فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Fe beşşirhum bi azabin elim.

25.

Ancak iman edip de salih ameller işleyenler başka. Onlar için, bitmez tükenmez bir mükafat vardır.

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

İllellezine amenu ve amilus salihati lehum ecrun gayru memnun.

Kaynak: Diyanet İşleri  Başkanlığı / Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Facebook Yorumları