menu
ESMA-İ HÜSNA’DAN: RAHMAN VE RAHİM
ESMA-İ HÜSNA’DAN: RAHMAN VE RAHİM
Haftanın Vaazı.. 11.08.2023 tarihli; "Esma-i Hüsna'dan: Rahman ve Rahim" konulu Haftanın Vaazı sitemize yüklenmiştir.

Esma-i Hüsna'dan: Rahman ve Rahim

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ

الذُّنُوبَ جَمِيعًاۚ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” ( Zümer, 53)

Değerli Müminler,

Sözlükte ‘’merhamet etmek, severek ve acıyarak korumak’’ anlamındaki rahmet kökünden türeyen Rahman ve Rahim kelimeleri ‘’ şefkat ve merhamet eden, acıyan demektir. Kelimenin kök anlamı‘’yufka yürekli olmak, acımak, birinin üzüntüsüne ortak olmak’’ gibi beşeri duygusal unsurlar bulunduğundan Allah’a nispet edildiğinde “sonsuz merhametiyle lütuf ve ihsanda bulunan’’ şeklinde anlam verilmiştir.

Allah’a nispet edilen rahmet kavramının, yer aldığı metin bağlamında iman, İslam, nübüvvet, kur’an, mağfiret, cennet mânevi ; - yağmur, rızık, çeşitli nimetler gibi maddi lütuf ve ihsan karşılığında kullanıldığını belirtir.

Alimlerin yaygın görüşüne göre Rahman dünya hayatında herkesi, Rahim ise hem dünyada hem de ahirette sadece mü’minleri  kapsayan ilahi rahmeti ifade eder.

İnsanların merhameti duygusal bir içerik taşıdığından bunun gereğini yerine getirmek onlar için psikolojik bir ihtiyaçtır. Halbuki Allah için böyle bir şey söz konusu değildir.  Allah, bu dünyada dostlarının yanı sıra düşmanlarını da lütuf ve nimetlerine mazhar kılmaktadır.

İmam-ı Gazali; Rahman ve Rahim isimlerinde kulun alabileceği nasip, kalp gözü perdeli olan kulları şefkat ve nezaketle uyarmak, günahkarlara hakaret nazariyle değil merhamet nazariyle bakmak, dünyada işlenen her  günahı  bir musibet kabul edip onu ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Çünkü her masiyet onu işleyeni  Allahtan uzaklaştırır, böylesi en çok acınmaya layık kimsedir. Rahim isminden alınacak nasip ise fakirlerin ihtiyacını gidermeye gayret etmektir, sıkıntıya düşenlere dua etmeli ve üzüntülerine ortak olmalıdır.

Kur’an da الرَّحْمَٰنِ ismi 57 yerde, الرَّحِيم ismi–Hz. Peygambere nisbet edildiği (Tevbe 128) bir yer hariç- 114 yerde tekrarlanmıştır. 4 yerde “أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ (merhamet edenlerin en merhametlisi) 2 ayette “خَيْرُ الرَّاحِمِينَ (merhamet edenlerin en hayırlısı) terkipleri geçmektedir. “( Diyanet İslam ansiklopedisi, cilt 34)

Kıymetli Müminler

Allah (C.c.), bütün insanlara değişik seviyelerde merhamet duygusu vermiştir.Özellikle dünyevi herhangi bir güç-üstünlük halinde iken bu merhametini zayıflara gösterebilmesi aslında O”nun rahmet anlamındaki Rahman isminin bir tezahürüdür.

Rabbimiz (C.c.), Rahman ismiyle gösterdiği rahmetini, mümin-kafir ayrımı yapmaksızın gerçekleştirdiği fiillerin hepsinde gösterdiğini Kur’an’dan ayetler ile bize bildiriyor:

1- Allahın Peygamberler göndermesi rahmettir.

 وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمِين

(Resulüm!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.(Enbiya,108)

2- Allahın Kur’an’ı göndermesi bir rahmettir.

 يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.”(Yunus,57)

3-Gece ve gündüz bir rahmettir.

 وَمِنْ رَحْمَتِهِ جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لِتَسْكُنُوا فِيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O'nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz” (Kasas,73)

4-Rüzgar ve yağmurda rahmettir.

 وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ يُرْسِلَ الرِّيَاحَ مُبَشِّرَاتٍ وَلِيُذِيقَكُمْ مِنْ رَحْمَتِهِ وَلِتَجْرِيَ الْفُلْكُ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Size rahmetinden tattırsın, emriyle gemiler yüzsün, fazlından (nasibinizi) arayasınız ve şükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgarları göndermesi de Allah'ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir.” (Rûm,46)

5-Bahar mevsimi de rahmetin bir başka tezahürüdür:

 فَانْظُرْ إِلَىٰ آثَارِ رَحْمَتِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا ۚ إِنَّ ذَٰلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَىٰ ۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir.”(Rûm,50)

6-Hastalıktan kurtulmak da bir rahmettir.

 وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ

فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِنْ ضُرٍّ ۖ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرَىٰ لِلْعَابِدِينَ

Eyyub'u da (an). Hani Rabbine: "Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmişti.  . Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” (Enbiya 83,84)

7-İnsanlara yumuşak davranmak da bir rahmettir.

 فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللَّهِ لِنْتَ لَهُمْ ۖ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ ۖ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ

O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et;”  (Al-İmran, 159)

8-Allah’ın karı-koca arasına koyduğu sevgi de rahmettir.

 وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ أَنْفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir.”(Rûm, 21)

9-Allah’ın yer, gök, lisan ve renkleri değişik yaratması da rahmettir.

 وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافُ أَلْسِنَتِكُمْ وَأَلْوَانِكُمْ ۚ

O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır.” (Rûm, 22)

10-Allah’ın insanı kötülerin şerrinden koruması da rahmettir.

 وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُ لَهَمَّتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ أَنْ يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ ۖ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِنْ شَيْءٍ

Allah'ın sana lütfu ve esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler.” (Nisa, 113)

11-Allah’ın insana verdiği ilim de rahmettir.

وَأَنْزَلَ اللَّهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ ۚ وَكَانَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا

Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur.”( Nisa, 113)

Kısaca Allahın yer yüzünde bütün insanlara verdiği ve mümin-kafir ayrımı yapmaksızın bütün nimetler onun Rahman ismiyle rahmetinin tecelli etmesidir.

Değerli Kardeşlerim,

Şimdi de Allah’ın Rahim sıfatının hem bu dünyada hem de ahirette yalnız mü’minlere mahsus olduğunu ifade eden ayetlere bakalım:

1-Cennetin varisleridirler:

 إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ.

جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ۚ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ.

İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır. . Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O'na saygı gösterenler) içindir.” (Beyyine 7-8)

2-Allahın dostudurlar:

 لَهُمْ دَارُ السَّلَامِ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۖ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Rableri katında onlara esenlik yurdu (cennet) vardır.Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur.”(Enam,127)

3-Doğru yoldan sapmamak rahmettir.

 رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً ۚ إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ

(Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.” (Al-i İmran,8)

4-Allah”ın bütün günahları bağışlaması rahmettir.

 قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًاۚ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”(Zümer, 53)


Muhterem Müminler,

Peygamberler bile Allahtan yardımı Rahman ve Rahim ismi ile istemişlerdir.

وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَم الرَّاحِمِينَ ُ . فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِنْ ضُرٍّ ۖ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرَىٰ لِلْعَابِدِينَ

Eyyub'u da (an). Hani Rabbine: "Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin" diye niyaz etmişti. Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.”(Enbiya, 83-84)

 قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِأَخِي وَأَدْخِلْنَا فِي رَحْمَتِكَ ۖ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ

(Musa da) Ey Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kabul et. Zira sen merhametlilerin en merhametlisisin! dedi.” (Araf,151)

 إِنَّهُ كَانَ فَرِيقٌ مِنْ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ

Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.”( Mü’minun,109)

 وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ

  “(Resulüm!) De ki: Bağışla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin.” ( Mü’minun,118)

Değerli Kardeşlerim, 

Yüce Allah, mümin kullarına rahmet ve şefkatle davranmayı kendi zatına vacib kıldığını,

اَنَّهُ مَنْ عَمِلَ مِنْكُمْ سُٓوءاً بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنْ بَعْدِهٖ وَاَصْلَحَ فَاَنَّهُ غَفُورٌ رَحٖيمٌ 

 “Rabbiniz, sizden her kim bilmeyerek fenalık yapar da arkasından tövbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. O, bağışlayan ve merhamet edendir" (En'am, 6/54) ayetiyle açıklamıştır.

Rahmet geniş anlamıyla, bütün yaratıkların iyiliğini isteyip onlara yardım etme arzusu duymaktır. Ahzab suresinin 43.ayeti rabbimizin bizlere rahmeti ile muamele ettiğini şöyle açıklar:

حٖيماًهُوَ الَّذٖي يُصَلّٖي عَلَيْكُمْ وَمَلٰٓئِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِؕ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَ 

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen o’dur. Melekleri de size istiğfar eder. Allah, mü’minlere karşı çok merhametlidir.”

İslam dini, hidayet rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav), Kur’anı Kerim, Ramazan ayı, kandil geceleri, Cuma ve bayram günleri, merhametlilerin en merhametlisi olan yüce Rabbimizin biz kullarına ihsan ettiği birer rahmet hazinesidir. Bu rahmetler sayesinde insanlık zulmetten sıyrılarak nura kavuşmakta, sıkıntılarından kurtularak huzura ermektedir.

Allah’ın rahmet ve merhameti sonsuzdur. Kapısına gelip halini arz eden kullarını eli boş olarak göndermeyeceğini Rahman ve Rahim olan Allah şöyle haber veriyor:

وَمَنْ يَعْمَلْ سُٓوءاً اَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ اللّٰهَ يَجِدِ اللّٰهَ غَفُوراً رَحٖيماً 

 “Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allahtan mağfiret dilerse, Allah’ı çok yargılayıcı ve esirgeyici bulacaktır.” (Nisa 4/110)

İslam rahmet dinidir. Bu rahmet bütün kâinatı kuşatmıştır. İnsan olarak elbette günahlarımız vardır. Amellerimizde de bazı eksiklerimiz olabilir. Önemli olan günah işlemekte ısrar etmemek ve Allahın rahmetinden ümit kesmemektir. Bu düşünce ile kulluk görevlerimizi yerine getirmeye çalışırsak Allahın rahmet ve bağışlamasına kavuşabiliriz. Allahın rahmetinden ümit kesenlerin ise “inancı terkettikleri için “ancak kâfirler olduğunu Kur’anı Kerim bize şöyle bildiriyor:

وَلَا تَايْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِؕ اِنَّهُ لَا يَايْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ ,,,

“…Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (Yusuf, 12/87)

Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) de bir rahmet Peygamberidir. Efendimizin bütün âlemlere rahmet olarak gönderildiğini Rabbimiz şöyle haber veriyor:

وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمٖينَ 

 “(Resulüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 21/107).

Sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav), insanlara en çok merhamet eden, yol gösteren, tehlikelere karşı uyarılarda bulunan ve bunun için yılmadan, yorulmadan mücadele veren yüce bir Peygamberdir. Şefkat ve merhamet Peygamberi şöyle buyurur:

 “Benimle sizin durumunuz ateş yakıp ta bu ateşe çekirge ve pervanelerin düşüp yanmamasına engel olmaya çalışan bir kişinin durumu gibidir; ateşten korumak için ben sizin eteklerinizden tutup çekiyorum ama siz benden kaçıp uzaklaşıyorsunuz.”(Müslim, Fezail, 18)

Ümmetini çok seven, çok acıyan Peygamberimiz merhametle iç içe olmamızı, bütün işlerimizi bu duygu ve düşünce doğrultusunda yapmamızı ister ve şöyle buyurur:

Değerli Kardeşlerim,

     “RAHMET” kelimesinin geçtiği ayetlere baktığımız zaman Allah'ın rahmetini vaat ettiği kimseler kimlerdir? sorusunun cevabının iman edip salih amel işle­yen, Allah ve Peygamberin emir ve yasakla­rına uyan, haramlardan ve kötülüklerden sa­kınan, ibadetlerini en güzel biçimde yapan mümin, muttaki, muhsin, itaatkâr ve sabırlı kulların Allah’ın merhametine, Cennet ve nimetlerine mazhar olabileceğini öğreniyoruz.

    Buna göre; Kur’an’da Allah’ın rahmetine mazhar ola­cakların; (iman, ibadet, amel, fiil ve davranış­lar) zikredildikten veya bir emir verildikten veya yasaklardan kaçınanlar zikredildikten sonra;

--- Muttaki müminler ile ilgili;

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُوراً تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

     “Ey müminler! Allah’a karşı gelmekten sakının (ittika) ve Peygamber’ine iman edin ki O size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin, sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirge­yendir.”  (Hadid, 28)

---- Salih amel sahipleri ile ilgili;

فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ فِي رَحْمَتِهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُبِينُ

     “İman edip salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine dâhil edecektir. İşte apaçık kurtuluş budur.”    (Casiye, 30)

    ---  Kur’an’a sarılan müminler ile ilgili;

وَهَـذَا كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ فَاتَّبِعُوهُ وَاتَّقُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

     “İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz müba­rek bir kitaptır. Bu (Kur’an)’a uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin.”(En’am, 155)

 ---- İtaatkâr müminler ile ilgili;

وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

     “Allah’a ve Peygambere itaat edin, ta ki merhamet edilesiniz.”(Âl-i İmran,132)

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِوَيُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَيُطِيعُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَـئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

     “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar birbirlerine iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Rasülüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir.”    (Tevbe, 71)

 ---Namaz kılan müminler ile ilgili;

إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ

     “Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.”(Ankebut, 45)

فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيّاً

     “Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.”

(Meryem, 59)

---- Zekâtlarını veren müminler ile ilgili;

قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاء وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَـاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ:

     “Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu (rahmetimi) muttakilere, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere ya­zacağım.”    (A’raf, 156)

-----  Musibetlere sabreden müminler ile ilgili;

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ:الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ:أُولَـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَـئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ

     “And olsun ki, sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele. O sabredenler kendilerine bir bela geldiği zaman; biz Allah’ın kullarıyız. Ve biz O’na döneceğiz derler. İşte Rablerinden ba­ğışlamalar ve rahmet onlaradır. Doğru yolu bulanlar da onlardır.”(Bakara, 155-157)

 ----Okunan Kur’an’ı dinleyen mümin­ler ile ilgili

وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ:

     “Kur’an okunduğu zaman onu dinleyen ve susun ta ki merhamet olunasınız.”(A’raf, 204)

     Okunan Kur’an’ı dinlemek, Allah kelamına saygının bir gereğidir. İnanan kimseler Kur’an okur, okunan Kur’an’ı da dinler, oku­duğunu ve dinlediğini anlamaya ve öğren­meye çalışır, öğrendiğini tatbik eder.

----Merhametli müminler ile ilgili;

ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْابِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ:أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ

     “Sonra iman edenlerden, birbirleri­ne sabrı tavsiye edenler ve merhameti tavsiye edenler. İşte bunlar sağın (sağ düşünce­ye sahip) ashabıdır.”(Beled, 17/18)

      --- Müminlerin ancak Allah’ın rahmeti sayesinde Şeytanın şerrinden korunabilecekleri ile ilgili;

وَلَوْلاَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لاَتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلاَّ قَلِيلاً

     “Eğer size, Allah’ın lütfu ve merhameti ol­masaydı, pek azınız hariç, Şeytana uyardınız.”    (Nisa, 83)

Peygamberimiz (SAV) de şu sözleri ile müminlere merhameti tavsiye etmiştir:

     “Allah, ancak merhametli olanlara rahme­tini ihsan edecektir.”

     “Rahman merhamet edenlere merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin (o zaman) göktekiler de size merhamet eder. (Ebu Davud, Edeb, 58)”

     “Allah merhamet etmeyene merhamet etmez. ”(Buhari, Tevhid,2)

     “Küçüklerimize merhamet etmeyen, bü­yüklerimizin hakkını tanımayan bizden de­ğildir (bizim sünnetimizi terk etmiştir).”

    Çünkü merhametsiz yüreklerde sevgi, şefkat, ülfet, re’fet ve rikkat bulunmaz. Başka bir ifadeyle ilahî rahmetin tecelli etmediği yüreklerde merhamet tahakkuk etmez. Allah Resûlü de: “Merhamet, ancak kalbi katılaşmış, inançsız bedbahtların kalbinden kaldırılmıştır.” (Hakim, Müstedrek, “Tevbe ve İnâbe” H.no:7632) buyurmuştur.  Müminler eşlerine, çocuklarına, yakınları­na, insanlara ve bütün canlılara karşı merha­metli olmalı ve Allah’ın kendisine merhamet etmesini de O’ndan niyaz etmelidir.

Bugün dünyanın pek çok bölgesinde savaş, zulüm, baskı ve tahakkümler yaşanıyor, insanlar arasında kin, nefret, düşmanlık ve kavgalar kol geziyorsa, bunun yegâne sebebi, insanların Allah Teâlâ’nın ve O’nun kutlu elçisi Hz. Peygamber (s.a.s.)’in çağrısına kulak tıkaması ve İslâm’ın öğrettiği insanî, ahlâkî ve manevî değerlerin insan ve toplum hayatından dışlanmış olmasıdır. İnsanî ve manevî değerlerden, sevgi, şefkat ve merhamet duygularından soyutlanmış insanların, şahsî çıkarları uğruna yapamayacakları kötülük yoktur. Bu değerlerden yoksun insanlar, Allah’ın kendilerine bahşettiği akıl gibi bir nimeti de kullanarak, en tehlikeli varlık haline gelebilmektedirler.

Değerli Müminler

Bir de Kur’an’da akıllı mümin kulların Allah’ın rahmetini celbedecek şekilde dua ettiklerini ve Rabbimizin de böyle dua etmemizi istediği ayetleri de zikredelim;

رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ

     “Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğ­riltme, bize katından bir rahmet ver.” (Âl-i İmran, 8)

رَبَّنَا وَلاَتُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَاأَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

     “Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim Mevla’mızsın. Kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle.”(Bakara, 286)” (Diyanet aylık dergi, Ağustos 2001)

Değerli Müminler

Allah”ın Esma-i Hüsna”sından olan Rahman ve Rahim isimlerinin aslında Yaratıcı’nın yarattıklarına rahmetini yansıttığı iki isim olduğunu söyleyebiliriz.Rabbimiz bu rahmetini göstererek muradının belki de yaratılmışların birbirine merhamet ederek birbirini yok etmelerini engellemek olduğunu anlamamızı istemiştir(Allah u a’lem).

Biz müminlere düşen Rabbimizin “Rahim” ismini hak ettiğimizi göstermek, kâinatın tamamını kuşatan rahmet ikliminin dışında kalmamaktır. Gönlümüzü merhamet ve muhabbetle dolduralım. Bütün dünyevi arzularımızdan kaynaklanan hata ve günahlarımıza rağmen Rabbimizin bize merhamet edip bol bol ihsan ve ikramda bulunduğu gibi bizde bütün varlıklara merhametle muamele edip iyilik yapalım.

Allah, bizleri rızasına uygun yaşayanlardan eylesin. Bizleri hem dünyada hem de ahirette merhametiyle muamele ettiklerinden eylesin.

 VAAZI İNDİR

 Ömer Bayraktar / Hendek İlçe Vaizi

    

 

Facebook Yorumları