menu
KUR'AN: ALLAH'IN İNSANLIĞA SON MESAJI
KUR'AN: ALLAH'IN İNSANLIĞA SON MESAJI
Haftanın Vaazı.. "Kur'an: Allah'ın İnsanlığa Son Mesajı" konulu 30.06.2023 tarihli Cuma Vaazı sitemize eklenmiştir.

Kur'an: Allah'ın İnsanlığa Son Mesajı

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ يِهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا  وأَنَّ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

Hiç şüphe yok ki bu Kur’an en doğru yola ulaştırır, imanlarına yaraşır güzellikte işler yapan müminlere mükâfatlarının çok büyük olacağını müjdeler; ahirete inanmayanlara ise cehennemde çok elemli bir azap hazırladığımızı haber verir. (17/İsra 9,10)

Değerli Müslümanlar!

Son zamanlarda hem ülkemizde hem de özellikle Avrupa’da İslam’a, Kur’an’a, dinimizin kutsallarına karşı birtakım hadsiz, yakışıksız, seviyesiz saldırılara şahit oluyoruz. 

Haberlerde görüyoruz; yakın bir zamanda İsveç, Norveç, Fransa gibi birçok ülkede yine Kur’an’a ve Müslümanlara yönelik saldırılar oldu ve ne yazık ki olmaya da devam edecek gibi. 

Bugün sizlerle yabancıların İslam’a karşı saldırılarından değil, kendi memleketimizde görmeye başladığımız bazı tatsız hadiseler üzerine sohbet edeceğim.

Batı dünyasının olumsuz tutumunun, garezinin, kininin, kuyruk acısının nereden kaynaklandığını biliyoruz ve anlıyoruz. Budistlerin, Hinduların Müslümanlara saldırılarının sebebini de biliyoruz ve anlıyoruz. Çin zulmünü de biliyoruz ve sebebini anlıyoruz. Aşırı ırkçı grupların yaptıklarını da anlıyoruz. Onlardan böyle çirkin saldırıları zaten bekliyoruz. Beklediğimiz için de yaptıkları ve yapacakları bizi fazla şaşırtmıyor.

Fakat bizi şaşırtan ve gerçekten üzen husus, bunlardan ziyade içimizden birilerinin benzer davranışlar sergilemesidir. Hadi onlar gâvur ve gâvurluğunu yapıyor ve yapacak(!)… da bizdekilere, içimizdekilere ne oluyor!? 

Geçen yıl futbol sahasında Kur’an sayfalarının konfeti malzemesi yapıldığını hatırlayalım. 

Patates çuvalının üzerini yırttıkları Kur’an sayfasıyla kapatanları hatırlayalım. 

Bir üniversitemizde Kur’an sayfalarıyla füze maketi yapıldığını hatırlayalım.

Yine üniversiteli gençlerin İslam’ın ve Müslümanların değerleriyle nasıl alay ettiklerini hatırlayalım.

İşte en son bir lise öğrencisinin Kur’an ile top yerine oynamasını hatırlayalım….ve daha niceleri. Gerçi bu genç kardeşimiz Kur’an’a karşı bir saygısızlık kastı olmadığını, fark etmeden bir anda vurduğunu ifade ederek özür diledi…

Soru şu: Adı sanı Müslüman olanlara ne oluyor? Onlar neden İslam’ın kutsallarına değer vermiyor, saygı göstermiyor, hatta saldırıyorlar? Yani tuhaf olan, İslam’a ve değerlerimize karşı saygısızlığı artık Hans da yapıyor Hasan da, Josef de yapıyor Yusuf da, Elon da yapıyor Elâ da, Frank da yapıyor Ferhat da… 

Suç kimde?

Suç, sadece Kur'an'a top gibi röveşata atan liseli gençlerde mi? Hayır.

Suç, sadece kürsüye geçip din ile alay eden ve onu alkışlayan üniversiteli gençlerde mi? Hayır.

Yoksa bu çocuklara kutsalı, değeri, saygıyı öğretmeyen anne babada mı sadece? Hayır.

Yoksa sadece öğretmenlerde mi? Ya da imamlarda,  hocalarda mı?

Değerli Kardeşlerim! Suçlu yalnızca ne şu ne de bu! Suçlu biziz; hepimiz; anne, baba, öğretmen, eğitim sistemi, hocalar....

Faturayı başkalarına kesmeyelim. Kur’an’a saygısızlık yapanlara kızmak kolay. Gençleri edepsizlikle, inançsızlıkla suçlamak kolay. Oysa İslam’a kayıtsız şartsız teslim olmayan biziz! Bu gençlere de Kur’an’a da sahip çıkamayan biziz! Örnek Olamayan biziz, Hatta yanlış örnek olan da biziz! "Kur'an dan önce müslümanlarla tanışmış olsaydım islama girmezdim" diyen Yusuf İslam'ın sözü nasılda hakikatı çarpıyor yüzümüze..

Biz ne ara bu hale geldik diye sormayacağım! Çünkü Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Ne ektiysek onu biçiyoruz. Bu mesele beş/on yılın meselesi değil, son yüzyılın meselesidir.

Meseleye bir de şöyle bakalım: Hani “Kur’an’a saygısızlık yapılıyor” diyoruz ya! Nedir Kur’an’a saygısızlık: Yırtmak, yakmak, vurmak, aşağılamak… Evet, doğru, bunlar Kur’an’a saygısızlıktır. 

Peki, ya Kur’an okumamak? Evindeki kütüphanede Kuran varken Allah’ın sana neler söylediğinden habersiz olmak? 

Allah’ın Kuran-ın’daki emirlerini duymamazlıktan gelmek ona saygısızlık değil mi? 

“Faizi terk edin” dediği halde faize bulaşmak, “Örtünün” dediği halde açılıp saçılmak, “adil olun” denildiği halde adam kayırmak, “secdeye gidin”, “namaz kılın” denildiği halde şeytanın tuzağına düşüp namaz kılmamak saygısızlık değil mi?

“Dedikodu-gıybet etmeyin” denildiği halde dilimize her geleni konuşmak,  “müminlerle kardeş olun” denildiği halde kendinden kabul etmediği insanları hakir görmek, hayatımızda Kur’an’a yer vermemek, evrenin sahibi olan Allah’a, onun bize gönderdiği kitaba saygısızlık değil mi?

Demek ki Kur’an’a hayatımızda yer vermeyerek önce biz kaybettik kutsalımızı. Önce biz kaybettik Kur’an’a saygımızı. 

O halde durup biraz düşünelim. “Ben bu memlekette İslam güzelliklerinin, Kur’an ahlakının hâkim olması için ne yaptım” diye herkes kendi kendine bir sorsun! Gençlerin halinden şikâyet etmek kolaydır. Esas mesele: biz bu gençleri doğruya, güzelliğe, esenliğe sevk etmek için ne yaptık!! Birileri alçakça Kur’an’a, Hz. Peygamber’e hakaret ediyor. Peki, biz olup biteni seyretmekten ve kendi kendimize mırıldanıp söylenmekten başka ne yaptık ve ne yapıyoruz?

Efendim, bu bizim değil devletin görevi, Milli Eğitimin görevi, Diyanetin görevi, hocaların görevi….! 

Değil,  güzel kardeşim, değil! Bu, herkesin görevidir. Hele de Müslümanlar için iyiliği teşvik etmek ve kötülüğe engel olmaya çalışmak en temel görevdir:

وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ ۚ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

(Ey Müminler!) Sizden öyle bir topluluk olsun/oluşsun ki bu topluluktaki fertler insanları hep iyi ve güzel değerlere davet etsin, insanlar arasında iyiliğin hâkim kötülüğün mahkûm olması için uğraş versin. İşte böyle kimselerdir nihai/uhrevi kurtuluşa erecek olanlar. (Âl-i İmrân 3/104) 

يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا أَصَابَكَ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ

(Lokman oğluna): Evladım! Namazı hakkıyla kıl; iyilik ve güzelliğin hâkim, kötülüğün mahkûm olması için uğraş. Bu uğurda karşılaşacağın sıkıntı ve zorluklara sabret. Zira bunlar azim ve kararlılık göstermeye, bedel ödemeye değer işlerdir (dedi). (Lokman 31/17)

Biz Kur’an’a sahip çıkamadık. 

Biz sahip çıkamadığımız için saygısızlığa maruz kalıyor Kur’an. 

Bir buçuk milyar Müslümanız söze gelince! Fakat Müslümanların kan ve gözyaşlarını dindirecek 1,5 kilo ağırlığımız yok dünyada!

Allah’ın yeryüzüne son hitabına ve son kitabına sahip çıkamıyoruz!

Hz. Peygamber’in biricik emanetine sahip çıkamıyoruz!

Hem kendimize hem de Kur’an’a saygısızlık yapanlara şunu soralım:

Ey insan! Senin hayatını anlamlı kılmak için gelen Kur’an’a karşı bu tavrın neden?

Senden hiçbir maddi beklentisi olmayan Kur’an’a karşı bu duyarsızlığın neden?

Sana iyilikten başka bir şey söylemeyen Kur’an’a karşı bu kayıtsızlığın neden?

Kur’an’a sahip çıkamadığımız için cihad ruhunu kaybettik; yani batıl ile şer ile mücadeleyi ıskaladık. “Namazımızı kılar bir de oruç tutar bu işi kapatırız” diye düşündük. Fakat yanıldık!  Meğer namaz, camiden/mescitten çıkıp toplum içine karışınca ikame ediliyormuş! Meğer oruç bir sonraki Ramazana kadar bizi kötülüklerden uzak tutuyorsa oruçmuş!

Bu insanların, bu çocukların, bu gençlerin, dini değerlere saygısızlık yapmalarında, bu değerleri önemsemeyişlerinde bizim ne kadar payımız var hiç düşündük mü? 

Kafasında namaz takkesi gözlerinde fitne fesat olan birinin takkesine saygı duymazlar. 

Elinde namaz tespihi ağzında dedikodu eksik olmayanın tespihine değer vermezler. 

Sünnet diye sakal bırakıp yalanı dolanı bırakmayanın sakallı olmasını önemsemezler.

Hacca gitmiş ama haramdan el çekmemişin hacılığına kıymet vermezler.

Allah Allah diye diye aldatılan insanların Allah’a inançları zayıflar.

Peygamber diye diye kandırılan insanlar peygamberden soğurlar.

Müslüman pozu verip haksız ihalelerle kesesini dolduranlar, devleti soyanlar, haram kazancını helalleştirmek için hile-i şeriyye arayanlar, namazlı abdestli geçinip milletin en sıkıntılı zamanında mal stoklayanlar, haksız kazancını temize çıkarmak için cami yaptıranlar, kelime oyunlarıyla İslam fıkhına takla attırıp haramı meşrulaştırmaya çalışanlar insanları dinden, imandan soğuturlar. 

Din üzerinden ticaret yapanlar, Allah’ın dinini pazarlayanlar dinden nefret ettirirler; insanlara hiçbir şey veremezler.  Sadece insanların dinden çıkmasını, dinden kopmasını hızlandırırlar. 

O halde “ben Müslümanım” diyenler için sorumluluk büyük, bundan kaçış yok.  

Değerli Müslümanlar!

Kur’an Allah’ın kitabıdır. Kur’an’a “bizim kitabımız” diyebilmemiz için ona sahip çıkmamız gerekir. Kur’an’a sahip çıkmak bizim açımızdan onu gereği gibi yaşamakla mümkündür. Yoksa gönderdiği kitabına Allah zaten sahip çıkmaktadır. 

Dünyada Müslümanların içinde bulundukları sıkıntılardan kurtulup en ideal duruma gelebilmelerinin yolu Kur’an’a gereğince tabi olmaktan geçmektedir. Çünkü Kur’an kendisine tabi olanları en doğru yola iletir. Biz başkaları gibi her aklımıza estiği gibi değil, sadece imanımıza yaraşır güzellikte işler yapmak zorundayız:

إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ يِهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا  وأَنَّ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

Hiç şüphe yok ki bu Kur’an en doğru yola ulaştırır, imanlarına yaraşır güzellikte işler yapan müminlere mükâfatlarının çok büyük olacağını müjdeler; ahirete inanmayanlara ise cehennemde çok elemli bir azap hazırladığımızı haber verir. (17/İsra 9,10)

Bizler her konuda olduğu gibi, dini değerlerimize, kutsallarımıza bir saygısızlık yapıldığında da ölçülü ve akıllı hareket etmeliyiz. Sevgili Peygamberimizin Mekkelilerin hadsiz söz ve davranışlarına rağmen nasıl ölçülü mukabelede bulunduğunu unutmayalım. Zira bizim hedefimiz insanların iyiliğidir. Yıkarak dökerek iyilik olmaz. İki ayaklı şeytanların, tağutların oyununa gelmemek lazım. 

Topraklarımızı işgal edemeyenler zihinlerimizi işgal etmek için çabalıyorlar. En son 15 Temmuz’da denediler yine beceremediler. Hassas olduğumuz konuları kaşıyıp bizleri test ediyorlar. Onlara bu fırsatı vermeyeceğiz inşallah. 

Hangi inanca sahip olursa olsun, insanların inançlarıyla, inandıklarıyla alay etmek, kötü/çirkin söz söylemek kesinlikle doğru bir davranış olmaz. Bu konuda ayeti kerime gayet açıktır:

وَلاَ تَسُبُّواْ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِ فَيَسُبُّواْ اللّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ

Müşriklerin Allah’tan başka ilahlık/tanrılık yakıştırdıkları şeyler/putlar hakkında kötü/hakaretamiz sözler söylemeyin. Aksi halde onlar da öfkeye kapılıp taşkınlık ve densizlikle Allah hakkında kötü sözler söylerler. (En’âm 6/108)

Hele de Hz. Peygamberimizi sıradan insanlarla mukayeseye sokmak kabul edilebilir bir şey değildir. O ki, Allah’ın insanlığa son hitabını tebliğ ile görevlendirilmiş, Allah tarafından seçilmiş, vahye mazhar olmuş, kendisinden sonra başka bir nebi gelmeyecek olan son peygamberdir. 

Onunla mukayese yapılmaya çalışılan her kim olursa olsun, ne kadar kahraman olursa olsun, ne icraat yapmış olursa olsun, ne kadar seviliyor olursa olsun, ne kadar göklere çıkarılıyor olursa olsun hepsi bizim gibi insandır, o kadar! Dolayısıyla hiçbir peygamber başka insanlarla mukayese yapılamaz.

Değerli Müslümanlar!

İnanmamak başka, inanca saygısızlık başka bir şeydir. Herkes kendi yolunu kendisi çizer, iki yoldan birini seçer:

إِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا

Biz insana doğru yolu gösterdik; (hakkı-batılı, iyiyi-kötüyü tanıttık). Artık ya bunca nimete karşılık iman ve itaat üzere şükredecek ya da nankörlük/kafirlik edecek. (İnsan 76/3)

Rabbim bizleri doğru yoldan; Kur’an yolundan; Rasulullah’ın yolundan ayırmasın. İçimizdeki gafillere, hainlere ve dışardaki düşmanlara karşı bizlere mücadele gücü versin. Memleketimizi her türlü tehlikeden muhafaza eylesin.

واخر دعوانا ان الحمد لله رب العالمين

VAAZI İNDİR

Vahap BOYLU / Pamukova Vaizi

Facebook Yorumları