menu
BİR DİL BELASI: GIYBET
BİR DİL BELASI: GIYBET
Haftanın Vaazı.. 22.09.2023 tarihli "Bir Dil Belası:Gıybet" konulu Haftanın Vaazı sitemize yüklenmiştir.

Bir Dil Belası: Gıybet

وَقُولُواْ لِلنَّاسِ حُسْنا   

 Kıymetli Müslümanlar!

Yüce Allah cc. kainatta nice alemleryarattı. Her bir alem varlığıyla ve eşsiz yaratılışıyla kendisini yoktan vareden bir sanatkarın bulunduğunu her akıl sahibine lisanı haliyle anlatır. Bualemler içinde kendisine akıl nimeti bahşedilen, öğrenme ve öğretme kabiliyetiolan, düşünebilen, sevinç ve üzüntü duyabilen ve hepsinden öte diğervarlıklardan farklı olarak duygularını lisanıyla muhatabına anlatabilmeyetisine sahip olan  insanoğlunuyaratmıştır. İşte insanoğlunun diğer varlıklardan üstün olması bu özelliklerisebebiyledir.

Şu hakikati hep birlikte müşahedeediyoruz ki; Her varlık yaratılış gayesine uygun bir şekilde varlığına devametmektedir. Bu varlıklar içerisinde insanoğlu da kendisine verilenkabiliyetleri Yüce yaratıcısının rızasına uygun bir şekilde kullandığındaeşref-i mahluk olma özelliğini muhafaza etmiş olur.

GÜZEL SÖZ

Aziz kardeşlerim!

Allah cc. sohbetimin başındaokuduğum ayet-i kerimede kullarına " İnsanlara güzel sözsöyleyin"  buyurarak dilimizihayırlı bir şekilde kullanmamız gerektiğini bizlere emrediyor. Kur'an'ındeğişik ayetlerinde sözün farklı özellikleri  bizlere öğretiliyor. ma'ruf söz ( Düzgün söz), Sedid söz ( Doğru ve Hak söz  ),Leyyin söz ( Yumuşak söz  ), Beliğ söz (Tesirli söz  ), Kerim söz     ( Gönül alıcı güzel söz )  bunlardan bazılarıdır. Yüce Rabbimizin razıolduğu konuşma biçimi ancak bu sözlerle olmalıdır. Bundan dolayıdır ki AllahTeala Fatır süresinin 10. ayetinde .... إِلَيْهِ يَصْعَدُالْكَلِمُ الطَّيِّبُ:" Güzel sözler O'na yükselir " buyuruyor. Davranışlarıylainsanlara örnek olan sevgili peygamberimiz aynı zamanda sözleriyle vekonuşmalarıyla da aynı örnekliği sergilemektedir. İki cihan serveri birhadislerinde buyuruyorlar ki : «وَالْكَلِمَةُالطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ» " Hoş/güzel söz sadakadır."  ( Buhari, Cihad,128; Müslim, Zekat, 56 )

Sadaka denildiğinde genellikle paraile yapılan iyilikler akla gelir. Halbuki bir Müslüman kardeşimize güler yüzlübir şekilde ettiğimiz  iki çift söz bilebizlere sadaka sevabı kazandırmaya yetmektedir.

Temaşa etmeye doyamadığımız şu alemde Allah'ın (cc) bir "OL" emri fermanıyla var olmuştur.

Sözün değeri onu söyleyen şahsınkimliğinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Bir söz insanlara faideli bilgi veriyorsa, onlarıiyiliğe ve hayra sevk ediyorsa o söz değerli bir sözdür. Atalarımızın "Hakikat , masdarından bağımsızdır." cümlesi , sözü söyleyenin şahsınadeğil,o sözün ifade etmiş olduğu hakikate odaklanmamız gerektiğini bizlereöğretmiştir.

Bir Müslüman hangi durumda olursaolsun doğru sözden ve hakikatten ayrılmamalıdır. Bir hadislerinde Peygamberefendimiz şöyle buyurmaktadır;

"En faziletli cihad, zalimyönetici karşısında ( söylenen ) doğru sözdür. (Tirmizi, Fiten,13)

 Ebu Zer ( ra) Rasülüllah'ın kendisineemrettiği hususlardan birisinin de " Acı bile olsa ( söylemek zoruna dagitse ) doğruyu söylemesi" olduğunu bizlere haber vermiştir. ( İbn Hanbel,5.cilt,160 )

 

EN GÜZEL SÖZ

Bize dinimizle ilgili her türlübilgiyi, dolayısıyla imanı, ibadetleri ve İslam ahlakını öğreten sevgiliPeygamberimiz sözün de en güzelini öğretmiş ve şöyle buyurmuştur: " Sözünen güzeli Allah'ın kelamı, en güzel yol da Muhammed'in yoludur."  ( Nesai, Sehv, 15 )

Bu hadis bizlere Allah kelamındandaha değerli bir söz olamayacağını açıkça beyan etmiştir.

Sözlerin en güzeli Allah cc.kelamından sonra insanlar içinde de en güzel sözler yine Peygamber efendimizeait cümlelerdir. Gereksiz  uzatmalaryapmayan Allah Rasülü az ve öz konuşurdu. Nitekim kendisi " Bana sözün özüverildi " buyurmuştur. ( Buhari, Cihad, 122 ; Müslim, Mesacid, 5 )

Bir hadislerinde Yüce Allah'a nasıldua etmemiz gerektiğini öğretmiş ve şöyle söyleyin demiştir: " Allah'ımseni zikretmek, sana şükretmek, ve sana güzel ibadet etmek için bana yardımet."

Peygamberimize göre şiir olsun,nesir olsun bir sözün değeri hakikatı ne kadar yansıttığıyla alakalıdır. O'nagöre tüm zamanlar boyunca Arap şairlerinin sözleri içerisinde en şairane sözLebid b. Rabia'nın  "Ela küllü şey'in ma hala'llahe batılün." ( Dikkat edin! Allah'tan başkaher şey beyhudedir.) sözüdür. ( Buhari, Menakıbü'l-ensar, 26 )

 Ayrıca Mina dönüşünde Sakif kabilesinin en büyük şairi Ümeyye b.Ebü's-salt'ın yüzden fazla beytini onun hemşehrisi olan sahabi Şerid b.Süveyd'den dinlemiş, yerin ve göklerin yaratılışıyla ilgili sözlerini çokbeğenmiş ve " Ümeyye neredeyse şiirlerin diliyle Müslüman olmuş"demiştir.( Müslim, Şiir,1)

Sözün en güzelini ve en doğrusunuöğrenen bir Müslümana yaraşan o sözün peşinden gitmek ve hayatını ona göredüzenlemektir. Kerim olan Rabbimiz Yüce Kur'anda kendisinin hidayet verdiği veakıl sahibi diye nitelendirdiği kullarından bahsederken onların şu özelliğindenbahseder: " Onlar söylenenleri dinleyip de en güzeline uyanlardır."(  Zümer süresi, 18. ayet )

SÖZDE ÜSLUB VE SÖZÜN TESİRİ

Aziz kardeşlerim!

Bizler Müslümanlar olaraksözlerimizin doğrulundan ve hakikatı yatsıtmasından sorumlu olduğumuz gibi,onların güzel bir üslubla ve karşımızdaki muhatabın anlayacağı tarzdaolmasından da sorumluyuz. Zira Yüce Allah, Musa ve Harun aleyhimesselam'ıtanrılık iddia eden firavun'a gönderirken bile ona yumuşak bir üslublayaklaşmalarını istemiştir. ( Taha süresi 44. ayet )

Başka bir ayeti kerimede dePeygamber efendimize " Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesizetrafından dağılır giderlerdi."( Al-i İmran süresi, 159. ayet)  buyurarak söylenen sözlerin sadece doğruolmasının yeterli olmadığı, aynı zamanda söyleniş biçiminin de önemli olduğunuaçık bir şekilde beyan etmiştir.

Yüzyıllar içerisinden süzülüp gelenatasözlerimizden;

" Tatlı söz yılanı biledeliğinden çıkarır" ifadesiyle, Derviş Yunusumuzun :

" Söz ola kese savaşı söz olabitüre başı ( Baş : Gönül yarası )

 Söz ola agulu ( Zehirli ) aşı balıla yağ ide bir söz " cümleleri deüslubun ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.

Yine atalarımız " Üslub-u beyanaynıyla insan " cümlesiyle de bir kişinin konuşma şeklinin onun kişiliğiniyansıttığını bizlere haber vermektedir.

Umretü'l-kaza sırasında Mekke'yegirerken Abdullah b. Revaha'nın söylediği beyitler için Peygamber efendimiz" Bu sözler onların üzerlerine yağdırılan oklardan daha etkilidir/çökerticidir." buyurması da sözün etki gücünü  bizlere tekrar hatırlatmıştır. ( Nesai,Menasikü'l-hac,109 )

Tefsir kitaplarımızda Musaaleyhisselam'a karşı firavun'un isteği üzere büyü yapmak için gelensihirbazların karşılarındaki Musa aleyhisselam'a " Önce sen mi başlamakistersin, yoksa biz mi başlayalım" şeklindeki saygı ifade edenüslublarının onarın hidayetine vesile olduğu yazılmaktadır.

Anlatmış olduğumuz bu örnekler sözüngüzelliği kadar üslubunun da güzel olmasına dikkatimizi çekmektedir. Buradaşunu da hatırlatmakta fayda mülahaza ediyoruz; Üslub deyince sadece sözünsöyleniş şekli anlaşılmamalı, aynı zaman da sözü söyleyenin kendi sözüneinandığını göstermesi açısından o sözün mücibince amel etmeli yani davranışlarıda sözünü tasdik etmelidir ki konuşmaları karşısındakine tesir edebilsin. Kişiatalarımızın " Ele verir talkını, Kendi yutar salkımı" sözünün ifadeettiği duruma düşmemelidir.

KÖTÜ SÖZ

Değerli kardeşlerim

YüceRabbimiz  Kur'an'ı Kerimde :                 

" Allah kötü sözün açığavurulmasını sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitmekte vebilmektedir." buyuruyor. ( Nisa, 4/148 ) Bu ayeti kendisine düstur edinenbir mü'min ağzından çıkan her kelimeye dikkat etmeli, özellikle başkalarınınkonuşmalarını referans alarak herkes böyle söylüyor diye her duyduğunubaşkalarına aktarmamalıdır. Bu hususta Nebiyy-i Zişan'ın şu uyarılarına dikkatkesilmeliyiz:

" Her duyduğunu söylemesikişiye günah olarak yeter ." ( Ebu Davud, Edeb,80 )

" İnsanları yüzükoyun veyaburunları üstünde süründürerek cehenneme dolduran, dillerinin kazandığındanbaşkası değil midir?" ( Tirmizi, İman,8 )

" En kötü olanlarınızı sizehaber vereyim mi? Onlar gevezelik edip ne söylediğine dikkat etmeden konuşanlardır."( İbn Hanbel, 2/ 370)

GIYBET.....

Kıymetli kardeşlerim

Dil ile işlediğimiz günahların enyaygını gıybettir. Peki gıybet nedir?

Ebu Hüreyre ( ra ) anlatıyor: "Rasülüllah (sav) , 'Gıybet nedir biliyor musunuz?' diye sordu. Sahabe, ' Allahve Rasülü daha iyi bilir ' karşılığını verdiler. Rasülüllah , ' Kardeşinihoşlanmadığı bir şeyle anmandır.' buyurdu. ' Ya kardeşimde o söylediğim durumvarsa ne dersin? diye sorulunca Rasülüllah,       ' Söylediğin şey eğer onda varsa gıybetetmişsindir. Şayet yoksa ona iftira etmiş olursun.' buyurdu." ( Müslim,Birr,70 )

Kur'an'ı Kerim gıybetin kesin olarakharam kılındığını şu ayetle izah ediyor:

" ....Birbirinizin gıybetiniyapmayın. Biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi hiç arzu eder mi ki? Demektiksindiniz! O halde Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tevbeyiçok kabul edendir, çok merhametlidir." ( Hucurat, 49/12 )

Gıybeti yapan kişinin iyi ve mübarekbir kimse olması da bu günahın vebalini hafifletmez. Nitekim Aişe annemiz birgün kıskançlık duygusu nüksedip Hz. Safiyye annemizin boyunun kısa oluşunu hoşolmayan bir tarzda Peygamberimize ifade edip şöyle dedi: " Ey Allah'ınRasülü, sana Safiyyedeki şu hal yeter." Bu sözleri işiten peygamberimizderhal Aişe annemizi ikaz ederek, " Sen öyle bir söz söyledin ki, o sözdenize karışsaydı denizin suyunu bozardı." buyurdu. ( Tirmizi,Sıfatü'l-kıyame, 51)

Cenab-ı Hak Hümeze süresinin ilkayetinde " İnsanları dilleri ile arkalarından çekiştiren ve karşılarındakaş göz hareketleri ile onlarla alay eden herkese yazıklar olsun!"buyurarak bu davranışın ne kadar çirkin olduğunu her vicdan sahibinebildirmiştir.

Nebiyy-i Muhterem efendimiz de buşeni' davranış sahiplerini şu hadisiyle uyarmıştır: " Ey diliyle imanedip,  kalbine iman girmemiş olankimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli halleriniaraştırmayın. Çünkü her kim onların gizli hallerini araştırırsa Allah da onungizli halini araştırır. Allah kimin gizli halini araştırırsa onu evinde  ( gizlice yaptıklarını ortaya çıkararak) bilerezil eder." ( Tirmizi, Birr,85 )

Gıybet edenlerin kıyamet günükarşılaşacakları feci durumu aktaran sevgili Peygamberimiz onlar hakkında şunusöylemiştir: " Mi'raca çıkarıldığım zaman bakırdan tırnakları olan birtopluluğa rastladım. Tırnaklarıyla yüzlerini ve bağırlarını tırmalıyorlardı. 'Bunlar kimlerdir? ' diye sordum. Cebrail, '( Gıybet etmek suretiyle )insanların etlerinden yiyen ve şereflerine saldıranlardır. cevabını verdi. (Ebu Davud, Edeb, 35; İbn Hanbel, 3/ 223)

 Değerli kardeşlerim

Kur'an bizlere gıybet etmeyi ölüMüslüman kardeşinin etini yemeye benzetmiştir. İslam büyüklerinden İbrahim binEdhem bazı kimseleri ziyafete davet etmişti. Davetliler sofraya oturur oturmazbirinin dedikodusunu yapmaya başladılar. İbrahim bin Edhem onlara: "Bizden öncekiler önce ekmek sonra et yerlerdi, görüyorum ki siz ekmekten önceet yemeye başlamışsınız" diyerek onları ince bir dille uyarmıştır.(Delilü's-sailin, 481)

Bir kimse İbn-i Sirin'e " Bensenin gıybetini yaptım, hakkını helal et dedi." O da  " Ben Allah'ın haram kıldığı bir şeyihelal etmeyi sevmem" diye cevap verdi.     ( Delilü's-sailin, 481 )

Rivayet edilir ki bir kimse Hasan-ıBasriye gelip falanca kişi senin arkandan konuştu diye haber verdi. Bu değerlitabiin alimi de o kişiye bir tabak yaş hurma göndererek şu mesajı ulaştırdı:" Haber aldım ki sen iyiliklerini ( Hasenatını ) bana hediye etmişsin. Bende sana karşılık olarak bunu gönderiyorum. Ama beni mazur gör ki senin iyiliğinetam olarak karşılık veremedim." ( Delilü's-sailin, 482)

Malumdur ki yapılan dedikodumuhatabın zihninde olumsuz duyguların depreşmesine sebeb olur. Bu sebebtenötürü dostlarını uyaran Peygamberimiz :

"Ashabımdan hiç kimse bana birbaşkası hakkında ( beni rahatsız edecek ) bir şey iletmesin. Zira ben sizinkarşınıza ( hakkınızda her türlü güvensizlikten ) salim olan bir kalple çıkmayıarzu ediyorum."  demiştir. ( EbuDavud, Edeb,28 )

Kıymetli Mü'minler

Zahiren gıybet gibi olmakla birliktekonuşulduğu zaman gıybet günahının yazılmadığı bazı durumlar da vardır kionları şöyle sıralayabiliriz:

--Bir suçluyu ilgili makama şikayetetmek için

--Çevresine zarar veren bir insandankorunmak için

--Birinin yapacağı kötülüğe engelolmak için

--Kötü davranışları ıslah etmek için

--Lakabıyla meşhur olmuş bir insanıtanıtmak için

--Günahı alenen işleyip bundanutanmayan bir insanı kınamak için

--Fetva sormak maksadıyla . (Hadislerle İslam, 3/435 )

 Bunlar ve benzerlerinde toplumun faydası içinyapılan konuşmalar gıybet hükmünde kabul edilmemiştir.

Ecdadımızın " Söz gümüşse ,Sükut altındır"  ifadesindenanlıyoruz ki, bir yerde konuşmanın yararı olmayacaksa illa da bir şeylersöylemem gerekir demenin manası yoktur.  Bazan susmak konuşmaktan daha etkilidir. Bukonuda iki cihan serverinin kulaklarımıza küpe olması gereken bir sözü vardır.  Buyuruyor ki: " Her kim Allah'a ve ahiretgününe inanıyorsa , ya hayır söylesin ya da sussun..."         ( Buhari, Rikak, 23;  Müslim , İman, 74 )

Sohbetime son verirken Yüceyaratıcıdan her birimize istikamet üzere bir hayat, rızasına bizleriulaştıracak da bir dil nasib etmesini diliyor, hepinizi O'na emanet ediyorum.                                  وَآخِرُ دَعْوَانا أَنِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّالْعَالَمِينَ                  

Hazırlayan: Erol BEKÇİ / KARASU VAİZİ


VAAZI İNDİR

Facebook Yorumları