menu
Hz. ALİ ÖZELİNDE "GENÇLİK"
Hz. ALİ ÖZELİNDE "GENÇLİK"
Haftanın Vaazı.. 19.05.2023 tarihli Hz. Ali Özelinde "Gençlik" konulu Haftanın Vaazı sitemize yüklenmiştir.

Hz. Ali Özelinde "Gençlik"

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اِذْ اَوَى الْفِتْيَةُ اِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَٓا اٰتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ اَمْرِنَا رَشَداً

وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّي اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

اِغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ   وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ

  1. Gençlik Dönemi;

Kıymetli Müslümanlar

İnsanların hayatı çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık olmak üzere dört devreden oluşur. Bu dönemlerin en kıymetlisi gençlik dönemidir.

Gençlik; çocukluk ve yaşlılık arasında yer alan gelişme ve bağımsız yaşamaya hazırlanma, bedensel, toplumsal ve ruhsal olgunlaşma zamanıdır. Hayatın etkili dönemi olup insanın, kendisini, evreni ve Allah’ı anlamlandırma sürecindedir. Varlık sahasında benliğini ön plana çıkararak eşya ve hadiseleri yorumlamayı tercih ettiği, bununla birlikte iç dünya-dış dünya dengesinde bazı gel-gitleri yaşadığı fırtınalı bir dönemdir. Bu dönemi olumlu yönde geliştirmek, onlara görev ve sorumluluk bilinci kazandırmak önem arz etmektedir.

Gençlik dönemi, adeta, ömrün baharıdır. Haya فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَن نَّدْعُوَ مِن دُونِهِ إِلَهًا لَقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًاtın en canlı ve en aktif yaşandığı, zaman mefhumunun da en hızlı geçtiği vakit dilimidir. Gençlik, kanın kaynadığı, ruhsal olarak da her şeyden etkilenilen bir dönemdir. Gençlik, fedakârlığın, cömertliğin, cesaretin, kuvvetin ve yiğitliğin, çabuk heyecanlanmanın mevsimidir.

2. Allah’ın değer verdiği Gençlik

Hadisi şeriflerde “Allah, gençliğini Allah’a itaatle geçiren genci sever” ve “ Allah, tövbe eden genci sever”. (Acluni,I,286.) buyrulmaktadır. Bu dönemdeki itaatin ve pişmanlığın önemine vurgu yapılmıştır.

Kehf suresindeki gençlerin imanı ve teslimiyeti çok kıymetlidir. Rabbimiz onların durumunu “Vakti zamanında birkaç imanlı genç bir mağaraya sığınmıştı ve “Rabbimiz! Bize tarafından bir rahmet ihsan eyle ve işimizde doğru olanı yapma bilinci lütfet” diye dua etmişlerdi. (Kehf 18/10)”

Bu gençler, hakkı söylemekten zerrece çekinmemişler, tevhit inançlarını çok net bir şekilde ortaya koymuşlardır.

فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَن نَّدْعُوَ مِن دُونِهِ إِلَهًا لَقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًا

Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başka bir ilaha/tanrıya tapmayız. Şayet böyle bir şey yaparsak saçmalamış oluruz.” (Kehf 18/14)

Sözlerine devamla sadece hükümdarın değil, aklını kullanmayan putperest halkın da aynı hataya düştüğünü ifade ederler:

هَؤُلَاء قَوْمُنَا اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً لَّوْلَا يَأْتُونَ عَلَيْهِم بِسُلْطَانٍ بَيِّنٍ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِبًا

Şu bizim halk Allah’tan başka birtakım (sözde) tanrılar edindi. Gittikleri yolun doğruluğunu gösteren açık bir delil getirseler bari! Uydurdukları yalanları Allah’a isnad eden iftiracılardan daha zalim kim olabilir?” (Kehf 18/15)

Gençlik dönemi istikamet üzere geçirildiğinde ahirette Allah’ın özel misafiri olarak ağırlanma imkânı vardır. Nitekim Hz. Peygamber(s.a.v) hadisi şeriflerinde;

Yedi sınıf insan vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı Kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde gölgelendirecektir:

a) Adil yöneticiler.

b) Allah'a ibadet içinde yetişen gençler.

c) Tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kimseler.

d) Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip, Allah rızası için ayrılan iki kişi,

e) Güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet edildiği halde; "Ben Allah'tan korkarım" de(yip iltifat etmey)en kimseler.

f) Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar gizli veren kimseler.

g) Allah'ı tek başına zikrederken gözlerinden yaş boşanan kimseler. (Buhârî, Ezan, 36; Hudud, 19.) 

Peygamber (s.a.v) efendimiz, iffetini koruyan, Allah karşısındaki sorumluluğunun bilincinde ve istikamet üzere olan gençleri, ilahi azabın karşısındaki engellerden biri olarak tanıtmış ve Huşu duyan gençler, (namaz kılarak) ruku eden yaşlılar, emzikli bebekler ve otlayan hayvanlar olmasaydı mutlaka başınıza azap yağardı.” buyurmuştur. Ebu Ya’la, Müsned,XI, 287.

3.Günümüz Gençliğinin Problemleri;

Aziz müminler

Gençlik dönemi hayatın en zinde dönemidir. Bu dönemde gençlerimiz içlerinde birçok sorgulama yaparlar ve birçok problemle mücadele etmeye çalışırlar. Bu süreç onlar için oldukça zordur. Madden ve manen desteğe ihtiyaç duydukları zamandır.

Bu problemleri şöyle sıralamak mümkündür; kişilik problemleri, arkadaş ve okul çevresiyle ilgili problemler, iletişim organları ve medyanın yol açtığı problemler ve en önemlisi inanç problemleri, gençliğimizin mücadele etmek zorunda kaldıkları problemlerdir.

Bu dönemde gerekli sevgi ve güvene ihtiyaç duyarlar. Onlar için en büyük tehlike dağılmış ailelerdir. Bu durum kişilik gelişiminde olumsuz etkilemektedir. Buluğ çağı ile birlikte gençler, arkadaş çevreleriyle daha sıkı ilişkiler kurmaya başlarlar. Bu dönemde gençlerimizin arkadaşlık kurdukları kişiler çok önemlidir. Arkadaşlarının davranışları onları çok çabuk etkileyebilmektedir. Gençlerimizi iyi gözlemleyerek ve baskıcı olmadan onlara destek olmak son derece önemlidir. Baskıcı yaklaşım farkında olmadan gençlerin bizden uzaklaşmalarına sebep olur.

Gençlere arkadaş gibi yaklaşmak; en olumsuz taleplerini bile azarlamadan ikna ederek aşmaya çalışmak lazımdır. Sertlik gençleri bazı şeyleri gizlemeye hatta daha zorda kalınca yalan söylemeye bile sevk edebilir. Bu dönem gençlerin kötü arkadaşlar sebebiyle kötü alışkanlıklar kazanabileceği zamanlardır. Kötü alışkanlıklardan kurtulmanın yolu ise hiç başlamamaktır.

Medyanın ve iletişim organlarının insan üzerindeki gücü tartışılmayacak bir gerçektir. İnsanların zamanlarının büyük bir bölümünün televizyon, bilgisayar ve internet karşısında geçtiğini düşünürsek gençlerimizin ne tür bir bombardıman ile karşı karşıya olduğu anlaşılmış olur. İletişim araçlarını hayatımızdan çıkarmak mümkün olmadığına göre onları bilinçli ve yararlı bir biçimde kullanmayı gençlere öğretmek gerekiyor. Bu da sabırla ve onların duygularına ve tercihlerine değer vererek aşılabilecek bir problemdir.

Günümüzde gençlerin en önemli sıkıntılarından biri de dinlerini tam ve doğru olarak öğrenememekten kaynaklanan inanç problemleridir. Çeşitli sapık mezhep ve din mensuplarının el atmak için fırsat kolladığı gençlerimizi onların ağından kurtaracak en sağlam yöntem, onları sağlam dini bilgi ve duygularla buluşturmaktır.

5. Örnek gençler

Gençlik, manevi kazanımların da elde edilebileceği çok kıymetli bir dönemdir.

Allah Resûlü (s.a.s), neşeyi ve huzuru Rabbine kullukta bulan gencin ideal bir genç olduğunu bildirmiş, iffetini koruyan ve gönlü mescitlere bağlı olan gencin ise mahşer günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgeleneceğini müjdelemiştir. (Buhâri, Ezân, 36, Zekât, 16; Hudud, 19;Tirmizî, Zühd, 53) 

Putperestliğin zirvesinde bir toplumda yaşayan Hz. İbrahim (a.s) aklıyla sorgulayarak güneşe, aya, yıldıza bakmış bunların bir var olup bir kaybolmalarını kabul etmeyerek Allah’ın varlığına ulaşmıştır. Allah’a iman eden Hz. İbrahim (a.s) ateşe atılmasına rağmen inandığı değerlerden vazgeçmemiş bir gençtir.

Hz. İsmail (a.s) Kur’anda anlatılan teslimiyetiyle örnek gençlerdendir. Babası Hz. İbrahim (a.s)’e Rabbimiz sözünü hatırlatınca oğlu İsmail (a.s)’e rüyasında onu kurban ettiğini söylemiş, bu konuda ne dersin diye sorunca ondan teslimiyet içinde şu cevabı almıştır. Babacığım! Sana emredileni yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın” Rabbimiz onu Hz. İbrahim (a.s)’e bağışlamış onlar baba oğul Kâbe’yi inşa etme şerifine nail olmuşlardır. Rabbimiz genç Hz. İsmail’e kıyamete kadar hatırlanacağı bir ikramda bulunmuştur. Bu ne büyük şereftir.

Kıymetli Müminler

Gençlik; hayallerin, heyecanın, merak ve arayışın en yoğun olduğu dönemdir. Ömrün en verimli ve değerli çağıdır. Dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmanın, yorulmaksızın çalışarak iyiliği çoğaltmanın zamanıdır. Ancak nefisle büyük mücadelelerin verildiği dönemdir. Kur’an-ı Kerim bize güzelliğiyle meşhur Hz. Yusuf’u (a.s) anlatır. Hz. Yusuf (a.) kardeşlerinin onu kuyuya atması , köle pazarında satılması gibi ağır imtihanlardan geçmiştir. Züleyha’nın ona olan nefsi arzusu karşısında Hz. Yusuf (a.s) Rabbine itaatten vazgeçmemiş, قَالَ مَعَاذَ اللّٰهِBen Allah’a sığınırım” (Yusuf,23.) diyerek nefsiyle mücadele etmiş ve Rabbimizin rızasını kazanmıştır.

Peygamberimiz (s.a.v.)’in ashabının büyük çoğunluğu gençlerden meydana gelmiştir. Hz. Ali’nin (r.a) çocukluğundan vefatına kadar baktığımızda her daim hakkın yanında olduğunu, canıyla malıyla İslam davasına sahip çıktığını görürüz. Hz. Ali (ra) ilk Müslümanlardandır; İslam’a girdiğinde daha 10 yaşında bir çocuktu. Herkesin omdan yüz çevirdiği dönemde peygamberimize “Ben sana yardımcı olurum” dediği zaman 12 yaşında bir gençti. Peygamberimiz (sav) onu ilminden dolayı “Ali ilmin kapısıdır” ve cesaretinden dolayı da ona “Allah’ın aslanıdır” diyerek taltif etmiştir.

Peygamberimiz, Hz. Ali’yi (r.a) Medine’ye hicret ederken Mekke’lilerin emanetlerini teslim etmek üzere geride bırakmış, ölüm tehlikesine rağmen Hz. Ali (ra)  zerrece tereddüt etmemiştir. Onun fedakarlıkları Hz. Ebubekir(ra), Hz. Ömer (ra) ve Hz. Osman (ra) hilafetleri döneminde de devam etmiştir. Her zaman ilim heyetinde olmuş, savaşlarda büyük mücadeleler vermiştir. Fitneden sakınmış, ümmetin hayrına olan işlerde bulunmuş yiğit bir halifedir.
Mesela genç yaşta İslam’ı kabul edenlerden, Zeyd b. Hârise 15, Abdullah b. Mes’ud ve Bunların dışında genç yaşta İslam’ı kabul eden pek çok şahıs mevcuttur. Peygamber’in sahabeye eğitim vermesi için evini medrese haline getiren Erkam b. Ebî Erkam 16 yaşında bir gençti. Kur’an okumasıyla gönüllere huzur veren Abdullah b. Mes’ûd 16 yaşında bir gençti. Zübeyr b. Avvam 16, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Erkam b. Ebi’l-Erkam ve Sa’d b. Ebî Vakkas 17, Mus’ab b. Umeyr 18-20, Abdullah b. Ömer 13, Câfer b. Ebî Tâlib 22, Osman b. Huveyris, Osman b. Affan, Ebû Ubeyde ve Hz. Ömer 25-31 arası. Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i 26-27 yaşlarında bir genç iken onu Yemen tarafına sorumluluk gerektiren bir görevle öğretmenlik yapmak ve hukuki meselelere bakmak için göndermiş, böylelikle onun sebatına ve performansına olan güvenini sergilemiştir. Usame b. Zeyd orduya komutan tayin edildiğinde 18 yaşındaydı. İslam gençlerin omuzlarında yükselmişti.

4.Gençlerimize Karşı sorumluluklarımız;

Her asırda olduğu gibi günümüzde de gençlerimizi kuşatan bazı sorunlar bulunmaktadır. Onların ümit ve ideallerini çalmak, heyecan ve enerjilerini istismar etmek isteyenler vardır. Genç yüreklerle iletişim kanallarımızı kapattığımızda, nice sahte kurtarıcılar ve sanal âlemler onlara kapılarını açmaktadır.

Onların insanlığa faydalı, millî ve manevî değerlerine bağlı, bilinçli ve ideal sahibi fertler olarak yetişmeleri için hep birlikte gayret gösterelim.

Gençler, kendilerini inşa etme yolunda büyüklerinin karşılarında değil, yanlarında olmasını arzu ederler. Sahip oldukları güç ve potansiyeli iyiye ve güzele yönlendirmede kendilerine rehberlik edilmesinden hoşnut olurlar. Fikirlerine değer verilmesini, onlara güvenilmesini isterler. Çıkmaza düştüklerinde ellerinden tutulmasını, hata ettiklerinde onu düzeltebilmeleri için imkân tanınmasını beklerler.

"Değerli Anne-Babalar!"

Rabbimize kulluk yolunda çocuklarımıza örnek ve destek olalım. Onları günaha sürüklemek, kötü emellerine alet etmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Gençlerimize rehberlik etmek, onları inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşturmak için çaba sarf edelim.

Evlatlarımızdan her daim ümitvâr olalım. Kendilerine güvendiğimizi, değer verdiğimizi hissettirelim. Gençlerimiz, kendilerine güvendiğimiz müddetçe Hz. İbrahim gibi bâtılın karşısında dimdik durmaya devam edeceklerdir. Hz. Yusuf misali iffetiyle insanlığa örnek olacaklardır. Hz. Meryem gibi şükrü, sabrı, hayâyı ve tevekkülü kuşanmayı sürdüreceklerdir. Ve nihayet neş’eye ve huzura Rabbine ibadet ile ulaşarak kıyamet günü, Allah’ın arşının gölgesinde korunmakla müjdelenen gençlerden olacaklardır.

Genç nesillerimiz için en önemli tehlikelerden biri de hayatın anlamını, var oluşun gayesini kaybetmeleri, beden ve ruh sağlığının en büyük düşmanı olan zararlı alışkanlıklara ve teknoloji bağımlılığına müptela olmalarıdır. Göz aydınlığımız, sevincimiz, ümidimiz olan yavrularımız genç yaşta elimizden kayıp gitmektedir. Yüce dinimiz İslam’a, hidayet rehberi Kur’an’a, âlemlere rahmet ve en güzel örnek olarak gönderilen Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in sünnetine sımsıkı sarılmak, gençlerimize sahip çıkmak önceliğimiz olmalıdır.

Resûl-i Ekrem (s.a.s) şu hadisi bize yol göstericidir.

أَكْرِمُوا أَوْلَادَكُمْ، وَأَحْسِنُوا أَدَبَهُمْ

Çocuklarınıza güzel davranıp iyilikte ve ikramda bulununuz, onları en güzel şekilde terbiye ediniz. (İbn Mace, “Edeb”, 2/368)

Evlatlarımızı dinleyelim onlarla zaman geçirelim sohbet edelim.

Kendimizi gencin yerine koyarak " Ben olsaydım ne hissederdim?" diye düşünmek ve gencin ifade ettiği duyguları anlamaya çalışalım.

Peygamber (sav) Efendimiz, gençlik hevesleri konusunda delikanlılardan sadır olabilecek aşırılıkları, onları kırmadan, incitmeden, küçük düşürmeden engeller ve yanlışını görmesine yardımcı olurdu. Bir defasında, nefsine hâkim olamayıp artık zina etmek istediğini belirten bir delikanlı, Peygamberimize gelerek, İslam’ın haram kıldığı bu zina fiilini işlemek için izin istemişti. Sahabeler hemen onu sıkıştırmaya kalkışmışlardı. Ancak Resulullah (sav) onlara müsaade etmemiş, genci yanına oturtmuş ve sırasıyla ona annesiyle, kızıyla, kız kardeşiyle, halasıyla ve teyzesiyle bir başkasının zina etmesine razı olup olmayacağını sormuştu. Genç her seferinde, “Hayır” cevabını vermiş ve Resulullah (sav) da her seferinde diğer insanların da buna razı olmayacağını sakin bir dille anlatmıştı. Sonra, “ Allah’ım! Bu gencin günahını bağışla, kalbini temizle, ırzını koru!” diye dua etmiş ve delikanlı bu niyetinden vazgeçmişti.” İbn Hanbel, V, 257.

Onlara dua edelim manen onları destekleyelim. Rabbimiz nesillerine dua eden Hz. İbrahim’in dualarını örnek vermektedir.

Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” Furkan su. 25/ 74. 

Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olan kimseler den yap, soyumuzdan da sana teslim olan bir toplum var et”.Bakara su. 2/ 128.          

Genç Kardeşim

Unutma ki İslam’a ilk girenler ve mücadele edenler gençlerdi. Peygamberimiz (sav) “Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. Çünkü onların kalbi daha incedir. Allah beni doğrulukla ve müsamahayla gönderdi. Bana gençler yanaştı, ihtiyarlar bana muhalefet etti” buyurdular. Sonra Peygamberimiz (sav) “İman edenlerin kalplerinin Allah’ın zikri ile haşyet içinde kalması ve Allah’tan korkarak Allah’a yönelmesi zamanı gelmedi mi? Kendilerine önceden kitap verilenler gibi uzun zamanın geçmesi ve yaşlarının ilerlemiş olması onların kalplerini katılaştırmasın. Çoğu fasıklar gibi hakka ve hakikate karşı kalpleriniz katılaşmasın” (Hadid, 57: 16) ayetini okudular.

Bu gün sen, bu topraklarda imanından aldığın güç ve vatanına olan sevdan ile yürüdüğünde, Malazgirt’te Anadolu’nun kapılarını İslam’a açan Alparslan’ın İstanbul’u fetheden Fatih’in ruhuna sahipsin.

Sen, şimdi hayatının en kıymetli zamanlarını yaşamaktasın. Kendini küçük görme; aziz milletimizin ve insanlığın umudusun. Zira sen, Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesini, Hz. İsmail’in teslimiyetini, Hz. Yusuf’un onurunu, Ashâb-ı Kehf’in samimiyetini ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) hak davasını kuşandığı çağdasın. Hz. Asiye’nin imanını, Hz. Meryem’in ahlâkını, Hz. Hatice’nin cesaretini, Hz. Âişe’nin ilim aşkını gönlüne nakşedecek yaştasın.

Değerli Kardeşim;

إِنَّ اللهَ لَيَعْجَبُ مِنَ الشَّابِّ لَيْسَتْ لَهُ صَبْوَةٌ

Allah, gençliğini Allah'a itaatle (arzularının peşinden gitmeyen, haramlardan kaçınan) geçiren genci beğenir, sever” (Ahmed, IV, 151) buyuran Efendimizin işaret ettiği yaşlardasın bu fırsatları kaçırma.

Hz. Peygamber (sav), gençlerin terbiyesi ile özel olarak ilgilenmiş, mescidinin yanı başındaki Suffe isimli çardakta, Ebu Hüreyre gibi nice delikanlıya dinini öğretmiştir. Efendimizin yanında gençliklerini yaşayan Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes’ud, Abdullah b. Abbas, Muaz b. Cebel ve Enes b. Malik gibi büyük sahabelerin, İslam kültür ve medeniyetinin inşasındaki yerleri tartışılmazdır. Bulduğu her fırsatta gençlere özel tavsiyelerde bulunan Allah Resulünün, Abdullah b. Abbas’a verdiği öğütlerden biri şöyledir:

Delikanlı! Sana bazı sözler öğreteceğim: Allah’ı(n hakkını) koru ki Allah da seni korusun. Allah’ı(n hakkını) gözet ki O’nu hep yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah’tan iste. Yardım dilediğinde Allah’tan yardım dile. Şunu bilmelisin ki, bütün toplum (varlık alemi) bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse ancak Allah yazmışsa sana destek verebilirler. Yine bütün toplum sana zarar vermek için bir araya gelse ancak Allah yazmışsa sana zarar verebilirler. Zira kalemler kaldırılmış, sayfalar kurumuştur.”  Tirmizi, Sıfatu’l-Kiyame,59. 

Bu öğütler gençlerimizi, bizleri madden ve manen güçlendirecektir. Gençliğin buhranlarından onları koruyacak ve daha huzurlu bir hayat yaşamalarına vesile olacaktır.

Peygamber Efendimizin şu ikazına kulak verelim;

اِغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ   وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ

“Beş şey gelmeden, beş şeyi ganimet bil: Yaşlılıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin, ölümden önce hayatın.” (Buhârî, Rikāk, 3; Tirmizî, Zühd, 25)

Gençliğin de bize emanet olarak verildiğini unutmayalım. Gençliğimizi nerede ve nasıl geçirdiğimize dikkat edelim. Pişmanlığın hiçbir fayda vermeyeceği kıyamet günü için şimdiden muhasebemizi yapalım. Hayatımızın en güzel çağını Rabbimizin rızasına uygun olarak yaşayalım.

Yüce Rabbimiz, evlatlarımızı hayırlı evlatlardan, nesillerimizi hayırlı nesillerden eylesin. Genç kardeşlerimize layığınca sahip çıkmayı bizlere nasip eylesin.

VAAZI İNDİR

Hazırlayan: Abdullah AKSOY / Adapazarı Vaizi

Facebook Yorumları