menu
KARDEŞLİK AHLAKINI KUŞANMAK
KARDEŞLİK AHLAKINI KUŞANMAK
Bayram Vaazı.. 21.05.2023 Tarihli "Kardeşlik Ahlakını Kuşanmak" konulu Ramazan Bayaramı Vaazı sitemize yüklenmiştir.

Kardeşlik Ahlakını Kuşanmak

بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ

Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Kendinize mahsus bir kimlik sahibi olmanız, birbirinizi farklı kimliklerle tanıyıp yardımlaşmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Ama şunu da bilin ki Allah katında en değerli olanınız, O’nun emir ve yasakları hususunda en duyarlı, en dikkatli olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Hucûrât 49/13)

Bizleri kardeş kılan ve bu bayram sabahına kavuşturan, kâinatın tek efendisi, tek hâkimi, tek rabbi, rahman ve rahim olan Allah’a sonsuz hamd olsun.

Bizlere kardeş olmayı öğreten ve bu konuda en güzel örnekliği gösteren son rahmet peygamberine salât ve selam olsun.

Sabahın bu erken saatinde camilere akın akın gelen ve Müslüman kardeşleriyle aynı safta omuz omuza vererek Allah’a kulluğunu gösteren değerli kardeşlerim! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizlerle olsun!

Ne mutlu bizlere ki yine bir bayram heyecanını, bayram coşkusunu yaşıyoruz. Bugün sevinme günümüz.

Seviniyoruz, çünkü Allah’a verdiğimiz söz gereğince oruçlarımızı tuttuk. Herhangi bir sebeple tutamayan veya eksiği olanlar da bunun telafisi için gereğini yaptılar ve yapacaklar.

Seviniyoruz, çünkü dünyanın dört bir yanında milyarlarca Müslüman bugün bizlerle aynı duygular içinde bayramı yaşıyor.

Bayram vesilesiyle ne kadar sevinsek de yüreğimizin bir yanında depremin hüzün veren etkisi hâlâ devam ediyor. Depremde kaybettiğimiz bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Rabbim yaralılarımıza şifa, yakınlarını kaybedenlere de sabrı cemil ihsan eylesin.

Değerli Müslümanlar!

Kardeşlik, aynı anne ve babadan doğmuş olmakla sınırlanacak bir şey değildir. Nitekim aynı anne ve babadan doğmuş olmasak da bizimle aynı ortak değerlere sahip olan kimselere de kardeş diye hitap ederiz.

Bu ortak değerler içinde din kardeşliğinin ayrı ve önemli bir yeri olduğu da muhakkaktır.

Müslümanlar için din kardeşliği bir tercih değil, bir zorunluluktur. Bir kişinin din kardeşi sayılması için -geçmişte her ne yapmış olursa olsun- yaptığı kötü şeylerden pişman olup ortak değerleri kabul etmesi yeterlidir.

Kur’an, müşriklerin yaptığı birtakım kötü işleri saydıktan sonra şöyle diyor:

فَاِنْ تَابُوا وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ فَاِخْوَانُكُمْ فِي الدّ۪ينِۜ

Her şeye rağmen, tövbe edip (imana gelir), namazı kılar, zekâtı verirlerse sizin din kardeşiniz olurlar.” (Tevbe, 9/11)

İslam’da kardeşliğin bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu ifade eden ayetlerden birisi de şudur:

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟

Müminler ancak ve ancak kardeştirler. Şu hâlde kardeşlerinizin arasını düzeltip sulhu sağlayın. Allah’ın bu emrine uyma hususunda duyarlı ve sorumlu davranın ki O’nun şefkat ve merhametine nail olasınız.” (Hucûrât 49/10)

Dinimiz bizden nasıl bir kardeşlik ister? Din kardeşi olmak bize ne gibi sorumluluklar yükler?

Öncelikle şunu çok iyi bilmeliyiz:

İslam kardeşliğinde dil ve renk ayrımı yoktur.

İslam kardeşliğinde ırk, soy ve sop ayrımı yoktur.

İslam kardeşliğinde zengin-fakir ayrımı yoktur.

İslam kardeşliğinde mezhep, meşrep ayrımı yoktur.

Bir Müslümanın kardeşlerine karşı davranışları, tavırları nasıl olmalıdır?

Müslüman, Müslümanın üzüntüsünü ve sevincini paylaşır. Sadece iyi gün dostu olmaz. Kötü günde de ona destek için yanında olur, onu yalnız bırakmaz.

Müslüman, Müslümanın derdini kendi derdi bilir, Çünkü:

مَنْ لَمْ يَهْتَمَّ بِأَمْرِ الْمُسْلِمِينَ فَلَيْسَ مِنْهُم…

Müslümanların derdini kendine dert edinmeyen onlardan değildir. (Taberânî, Mu’cemu’l- Evsat)

Müslümanlar, aynı bedenin organları, aynı binanın tuğlaları gibidirler. (Buhari, Salat 88, Müslim, Birr 65)

Müslüman, Müslüman kardeşini hor görmez, hakir görmez:

بِحَسْبِ امْرِيءٍ مِنَ الشَّرِّ أن يحْقِرَ أخَاهُ المُسْلِمَ

Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye kötülük olarak yeter.” (Müslim, Birr, 32)

Müslüman, Müslüman kardeşine haset etmez, ona karşı kıskançlık göstermez:


إيَّاكُمْ والحسدَ ، فإنَّ الحسدَ يأكُلُ الحسناتِ كَما تَأْكُلُ النًارُ الحطبَ

Haset etmekten sakının. Zira ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir.” (Ebû Dâvud, Edeb 44)

Müslüman mütevazı insandır, alçakgönüllüdür. Riyadan, kibirden uzaktır. Kardeşine karşı dünyevi üstünlük yarışı içine girmez. Aralarındaki tek yarış takva ve iyilik yarışıdır:

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ 

İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın.” (Mâide, 5/2)

Müslüman, kardeşini aldatmaz ve ona asla düşmanlık etmez:

منْ حمَلَ عَلَيْنَا السِّلاحَ ، فَلَيْسَ مِنَّا ، ومَنْ غَشَّنَا ، فَلَيْسَ مِنَّا

Bize silah çeken bizden değildir. Bize hile yapıp aldatan da bizden değildir.” (Tirmizî, Buyû’ 72)

Hz. Peygamber (s), Buhârî’de geçen bir rivayette (Mezâlim 3), Müslümanların Müslüman kardeşlerine karşı bazı özelliklerini şöyle belirtir:

Müslüman, kardeşine zulmetmez, haksızlık etmez, onu düşmanın önüne atmaz:

المُسْلِمُ أَخُو المُسْلِمِ ، لا يظْلِمُه ، ولا يُسْلِمهُ ،

Müslüman bilir ki, eğer kendisi Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderecektir:

منْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حاجتِهِ ،

Müslüman, kardeşine sıkıntılı zamanlarında destek olur. Çünkü o bilir ki, kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderecektir:

ومَنْ فَرَّج عنْ مُسْلِمٍ كُرْبةً فَرَّجَ اللَّهُ عنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يوْمَ الْقِيامَةِ ،

Müslüman, kardeşinin ayıbını, kusurunu ifşa etmez, elinden geldiğince örtmeye çalışır. Çünkü o bilir ki, kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıp ve kusurunu örtecektir:

ومَنْ ستر مُسْلِماً سَتَرهُ اللَّهُ يَوْم الْقِيَامَةِ

Allah Rasulü’nün (s) bir başka rivayetteki şu sözüne kulak verelim:

إيًاكُمْ والظَّنَّ ، فإن الظَّنَّ أكذبُ الحدِيثَ ، ولا تحَسَّسُوا ، ولا تَجسَّسُوا ولا تنافَسُوا ولا تحَاسَدُوا ، ولا تَباغَضُوا، ولا تَدابَروُا ، وكُونُوا عِباد اللَّهِ إخْواناً كَما أمركُمْ ،

Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarına kulak kabartmayın, ayıplarını araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun.” (Müslim, Birr, 28)

Müslüman güvenilir insandır. Kimseye ihanet etmez. Eliyle ve diliyle kimseye zarar vermez.

المُسْلِمُ منْ سَلِمَ الناسُ مِنْ لِسَانِهِ ويدِهِ ، والمؤمنُ من أمِنه الناسُ على دِمائِهم وأموالِهم

Müslüman, dilinden ve elinden insanların emin olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kişidir.” (Nesâî, 5010)

Muhterem Müslümanlar, değerli kardeşlerim!

Hadisten anlaşılan odur ki, Müslümanın güvenilir bir kişi oluşu sadece Müslümanlarla sınırlı değildir ve olamaz. O bütün insanlara karşı güvenilir olmak zorundadır.

Allah Rasulü (s) bize unuttuğumuz bir kardeşlik türünü yeniden hatırlatıyor: İnsan kardeşliği.

Evet, insan kardeşliği; yani insan olmaktan kaynaklı kardeşlik.

Yüce Allah’ın Kur’an’ı Kerim’de altını çizdiği; bütün insanlığın kardeşliği:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ

Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Kendinize mahsus bir kimlik sahibi olmanız, birbirinizi farklı kimliklerle tanıyıp yardımlaşmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Ama şunu da bilin ki Allah katında en değerli olanınız, O’nun emir ve yasakları hususunda en duyarlı, en dikkatli olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Hucûrât 49/13)

Aynı dine mensup olmayabiliriz; dinlerimiz, milletlerimiz, kutsallarımız, kültürlerimiz farklı olabilir.

Fakat değil mi ki hepimizi insan olarak yaratan Allah’tır!

Değil mi ki hepimiz Âdem’in çocuklarıyız!

Değil mi ki hepimiz aynı dünyada yaşıyor, aynı havayı soluyoruz!

O halde konuşalım, tanışalım, bilişelim, kaynaşalım…

O halde birbirimizi daha çok anlamaya çalışalım…

Birbirimizi yok etmeye değil var etmeye çalışalım. Sırf insan olmaktan kaynaklı olarak birbirimize karşı insan saygınlığını koruyalım.

Hep birlikte yaşamak zorunda olduğumuz dünyamızı daha yaşanabilir bir dünya yapmak için gayretimizi ortaya koyalım.

Allah’ın vahyini ve Rasulullah’ın (s) sünnetini rehber edinerek dünya kardeşliğini tesis etmenin yollarını arayalım.

Bütün insanları kucaklayacak geniş bir yüreğe sahip olup Yunus Emre gibi diyelim:

Hakkı gerçek sevenlere

Cümle âlem kardeş gelir.

Değerli Kardeşlerim!

Önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum. Özellikle seçim atmosferine girdiğimiz şu günlerde en fazla dikkat etmemiz gereken konulardan birisi de seçim uğruna kardeşlik hukukunu yaralayacak, kardeşliğimizi zedeleyecek söz ve eylemlerden kaçınmaktır.

Bizim ayrışmaya değil kucaklaşmaya ihtiyacımız var.

Kavgaya değil kaynaşmaya ihtiyacımız var.

Birbirimizi ağlatmaya değil anlamaya ihtiyacımız var.

Birbirimizi yaralamaya değil yaralarımızı sarmaya ihtiyacımız var.

Birbirimize çelme takmaya değil, hep birlikte kardeş olup ülkemizi yükseltmeye ihtiyacımız var.

Birliğimizi muhafaza ederek bayrağımızı daha yükseklerde dalgalandırmaya ihtiyacımız var.

Unutmayalım ki bizim gidecek başka bir yurdumuz, başka bir vatanımız yok. Herkes bu bilinçle hareket etmelidir.

Denizi geçip ırmakta boğulmayalım. Kardeşliğimizi hiçbir siyasete kurban etmeyelim. Çünkü kardeşlik bunlara kurban edilemeyecek kadar değerlidir.

Seçimler gelir geçer. Hangi siyasi görüşte olursanız olun; siyasi hırsınız kardeşlik hukukunun ayaklar altına alınmasına sebep olmasın.

Müslüman insan siyaset hırsıyla istikametini bozmamalıdır.

Yalandan dolandan, fitneden fesattan, kul hakkına girmekten uzak durmalıdır.

İnsanların itibarını, şerefini, saygınlığını çiğnememeye ve çiğnetmemeye özen göstermelidir.

Helal haram sınırlarına dikkat etmelidir.

Bilelim ki bu dünya geçicidir, bizler de geçiciyiz. Amiyane ifadeyle ‘aha geldik gidiyoruz’. Kazandığımız, biriktirdiğimiz, peşinden koştuğumuz her ne var ise bu dünyada kalacaktır. İyiliklerimiz ve takvamız dışında ahirete götüreceğimiz hiç bir şeyimiz olmayacak.

Değerli Müslümanlar!

Bayramda anamızı babamızı, eşimizi dostumuzu, yakınlarımızı arayıp bayramlarını tebrik ediyoruz. Bu bayramda özellikle ama özellikle deprem bölgesindeki eş dost ve tanıdıkları aramaya, hal hatır sormaya, onların yanında olduğumuzu hissettirmeye daha çok önem verelim.

Unutmayalım ki deprem çok şeyi yıkabilir fakat kardeşliğimizi yıkamaz. Bunu yaşayarak gördük. Zor zamanlarda millet olarak birbirimize nasıl kenetlendiğimizi ve kenetleneceğimizi gösterdik. Nasıl ve ne kadar asil bir millet olduğumuzu cümle âleme gösterdik. Bu muazzam kardeşliği göstermeye devam edelim.

Değerli Kardeşlerim!

Bu bayramda çok daha affedici olalım. Kırgınlıkları küskünlükleri en güzel şekilde nihayete erdirelim. Bu konuda inadı bırakalım. Şeytanın adımlarını da adamlarını da izlemeyelim. Kendimize şöyle soralım:

Allah affediciyken bana ne oluyor? Allah affediciyken ben neden affedici değilim?

Gelin bu bayram, Hz. Yusuf’un kardeşlerini affettiği gibi bizler de affedelim, affedici olalım. O’nun kardeşlerine söylediklerine kulak verelim ve anlamaya çalışalım. Bu güzel kıssadan hissemizi alalım. Çünkü Yüce Rabbimiz diyor ki:

لَقَدْ كَانَ في يُوسُفَ وَاِخْوَتِهِ اٰيَاتٌ لِلسَّٓائِلِينَ

Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinin bu kıssasında nice ibretler vardır; fakat bunu hak ve hakikati arayanlar anlar.” (Yûsuf 12/7)

Kardeşlerinin Hz. Yusuf’a yaptığı kötülük hepinizin malumudur. Fakat Hz. Yusuf, bunca çile çekmesine sebep olmalarına ve hatta canına kastetmelerine rağmen kardeşlerini affettiğini şöyle ifade ediyor:

قَالَ لَا تَثْرِيبَ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَۜ يَغْفِرُ اللّٰهُ لَكُمْۘ وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِمينَ

Yusuf da onlara şöyle karşılık verdi: Bugün artık sizi kınayıp azarlayacak değilim. (Ben sizi affettim, hakkımı helal ettim.) dilerim Allah da sizi affetsin. Şüphesiz O merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yûsuf 12/92)

Bizler de Yusuf gibi olmaya çalışalım, kardeşleri gibi değil!

Bizler de Habil gibi olalım, Kabil’i örnek almayalım.

Bizler de Musa gibi olalım, onu örnek alalım ve onun gibi dua edelim:

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِاَخِي وَاَدْخِلْنَا فِي رَحْمَتِكَۘ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ۟

Musa, “Rabbim!” dedi, “Beni ve kardeşimi affet. Bize merhamet et. Çünkü sen çok ama çok merhametlisin.” (A’râf 7/151)

Kendimiz, ailemiz, Müslüman kardeşlerimiz ve bütün insanlık için dua edelim. Bakınız ilk muhacirlerden sonra hicret eden müminler Allah’a nasıl niyaz etmişler:

وَالَّذِينَ جَٓاؤُ۫ مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْاِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ اٰمَنُوا رَبَّنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَحِيمٌ۟

Onlardan sonra gelenler, şöyle niyaz ederler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman eden din kardeşlerimizi affeyle. Kalplerimizde müminlere karşı kin ve kıskançlık gibi duygulara yer verme. Rabbimiz! Şüphe yok ki sen müminleri çok sevip affedersin; onlara karşı daima merhametlisin.” (Haşr 59/10)

Bizler de bütün mazlumlar için önce fiili sonra da sözlü dua edelim.

Dualarımızda Türkistan’a yer verelim. Myanmar’daki kardeşlerimizi hatırlayalım. Filistin ve Çeçenistan’daki kardeşlerimizi unutmayalım. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa gayretimizle ve dualarımızla onun yanında olmaya çalışalım.

Değerli kardeşlerim!

Sizlere önemle hatırlatmak istediğim bir husus daha var. Malum olduğu üzere bayramlarda ziyaretleşmeler sebebiyle otoyollarda zaman zaman trafik yoğunluğu yaşanmaktadır.

Lütfen ama lütfen trafik kurallarına uyalım. Bayram sevincini üzüntüye çevirmeyelim. Şunu iyice anlayalım artık: Her ne surette olursa olsun, trafik kurallarına uymamak, başkalarına sıkıntı çektirmek veya kazaya sebebiyet vermek bir kul hakkı ihlalidir. Hem bu dünyada hem de ahirette sorumlu tutulacağımız kesindir.

Müslümanlar toplumu üzen, bozucu davranışların tümünden kaçınmalıdırlar. Özellikle hız sınırlarını aşmamaya çalışın. Sevdiklerinize bir saat sonra kavuşmanız, hiç kavuşamamaktan daha iyi değil mi!? Başkalarının hayatını tehlikeye atmaya ne hakkımız var?

Bu konuya önem vermenizi hassaten rica ediyorum.

Bütün ümmet-i Muhammed’in bayramı kutlu olsun.

Türkistanlı, Suriyeli, Afganistanlı, Çeçenistanlı, Afrikalı, Asyalı, Avrupalı, siyahı beyazıyla bir tek Allah’a iman eden bütün kardeşlerimizin bayramı kutlu olsun.

Ayrı gayrı olmadan bütün Müslümanların bayramı kutlu olsun.

Allah sağlık sıhhat ve afiyet içinde bir bayram geçirmeyi cümlemize lütfetsin.

Memleketimizi ve bütün İslam beldelerini kazalardan, belalardan, afetlerden, şer güçlerin tasallutundan muhafaza eylesin.

وآخر دعوانا أن الحمد لله رب العالمين

VAAZI İNDİR

Hazırlayan:  Vahap BOYLU- Pamukova Vaizi

Facebook Yorumları