menu
RAHMET İKLİMİ İLE HAYATIMIZA YENİ BİR BAŞLANGIÇ
RAHMET İKLİMİ İLE HAYATIMIZA YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Haftanın vaazı.. 27.12.2024 tarihli; "Rahmet İklimi İle Hayatımıza Yeni Bir Başlangıç" konulu Haftanın vaazı sitemize yüklenmiştir.

Rahmet İklimi İle Hayatımıza Yeni Bir Başlangıç

Değerli Kardeşlerim..

Hayatın hengâmesi içinde bazen dünyaya gönderilişimizin asıl gayesini unutabiliyoruz.

Kulluk vazifelerimizi kimi zaman ihmal ediyor, kimi zaman da gereken özeni göstermekte yetersiz kalıyoruz.

Ancak Rabbimiz, merhameti gereği ihmallerimizi telafi edebilmemiz ve önceliklerimizi yeniden gözden geçirebilmemiz için rahmet kapılarını her yıl yeniden açıyor. Bu yıl da 1 Ocak’ta rahmet bulutlarının gönlümüzü kuşatacağı mübarek üç aylar başlıyor.

Belki de zamanın karanlık fitneleri nedeniyle kalbimizde tohum halinde kalan, yeşerip meyve verme imkânı bulamayan imanımızı, üç ayların rahmet güneşiyle yeniden canlandırabiliriz.

Bu mübarek dönemi, imanımızın kök salarak meyveye durma zamanı olarak değerlendirmeliyiz.

Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, tabiri caizse bizleri affetmek için her fırsatta bahaneler aramaktadır. Bu aylarda geçmişimize sünger çekip hayatımıza yeni bir başlangıç yapabiliriz.

أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ

"İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygıyla ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir." (Hadid Suresi, 57/16)

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın "Kur’an Yolu" tefsirinde bu ayet hakkında şu ifadelere yer verilmiştir:

Ayet’i kerime bir yoruma göre; iman etmiş görünen münafıklar hakkında inmiş olmalıdır. Bu görüşü ileri sürenler muhtemelen müminin kalbinin huşûsuz olamayacağını ve Allah Teâlâ’nın böyle bir sözü ancak gerçek mânada mümin olmayanlar hakkında söylemiş olabileceğini düşünmektedirler. Fakat yaygın kanaat âyetin müminler hakkında olduğu yönündedir. Bu istikametteki yorumları da şöyle özetlemek mümkündür:

a) Bazı müminler, kimi konularda gereken duyarlılığı göstermemiş ve bu nedenle uyarılmış olabilir.

b) Zamanla, iman şuuruyla hareket etme hassasiyetinde zayıflama görülen müminlere eski hallerine dönmeleri için teşvik yapılmış olabilir.

c) Sahabe-i Kiram, imanın sıcaklığını ve heyecanını koruyarak daha üstün mertebelere ulaşmaları için hatırlatılmış olabilir. Ayetin devamında, iman neşesini korumanın önemi vurgulanmış ve Ehl-i Kitap’ın yaşadığı olumsuz tecrübelere dikkat çekilmiştir. (Kur’an Yolu Tefsiri, Hadid 57/16)

Nasıl ki zamanı geldiğinde tohumların ve fidelerin daha iyi güneş alabilmesi ve yağmurdan faydalanabilmesi için yabani otlar temizleniyorsa, bu mübarek aylarda da imanımızın “yabani otları” olan aşırı dünya sevgisini budamalı, imanımızın salih amel meyveleri vermesine özen göstermeliyiz. Bu kıymetli mevsimleri bir fırsat bilmeliyiz.

Her şey gibi imanımız da zamanla yıpranır ve yenilenme gerektirir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

«إِنَّ الْإِيمَانَ لَيَخْلَقُ فِي جَوْفِ أَحَدِكُمْ كَمَا يَخْلَقُ الثَّوْبُ الْخَلِقُ، فَاسْأَلُوا اللَّهَ أَنْ يُجَدِّدَ الْإِيمَانَ فِي قُلُوبِكُمْ»

"İçinizdeki iman, elbisenin eskidiği gibi eskir. Allah’tan imanınızı yenilemesini isteyin."

İnsan hayatında kaçan fırsatların bir daha geri gelip gelmeyeceği belli olmadığı gibi, bizim de bu aylara bir daha ulaşıp ulaşamayacağımız meçhuldür. Bu nedenle, asıl vatanımız olan ahiret yurduna yatırım yapmalı ve bizi kurtaracak olan amellere öncelik vermeliyiz. Rabbimiz şöyle buyurur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

"Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır."

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ أُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

"Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir."

Değerli Kardeşlerim.. Zamanın kıymetini bilmek gerekir..

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî şöyle der:

"Ömür, yarınlara bağlanan ümitlerle geçip gitmekte, gafilce kavgalarla, gürültülerle, didinmeler le tükenip durmadadır. Sen aklını başına al ve ömrünü şu içinde bulunduğun gün say. Bak bakalım, bugünü de hangi sevdalarla harcıyorsun? Ölüm yolda durmuş bekliyor; efendi ise gezip tozma sevdasında."

Vehb b. Münebbih de zamanın kıymeti hakkında şöyle der:

"Zamana iyi bak! Onu üç bölümde görürsün: geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman. Bilmelisin ki, geçmiş zaman artık elden gitmiştir. Ondan sana fayda yok ve onu tekrar eline geçirmen de mümkün değil.

Gelecek zaman ise bir hayal, bir ihtimaldir. Az sonra ne olacak, ne ile karşılaşacaksın bilinmez. Belki de karşına ölüm çıkacak.

İçinde bulunduğun zaman ise, senin bütün sermayen işte bundan ibarettir. Bir yere iyilik fidanı dikeceksen bu anda dik ve hizmetini yapmakta acele et. Çünkü zaman elinden kayıp gitmektedir."

Değerli Kardeşlerim.. Mübarek bir zaman dilimine, üç aylara girmek üzereyiz.

Üç Aylar, İslam dininde manevî bir arınma ve ibadetle meşgul olma adına eşsiz fırsat zamanlarıdır. Recep, Şaban ve Ramazan ayları, rahmetin, mağfiretin ve bereketin bolca dağıtıldığı mübarek zaman dilimlerindendir. Bu aylarda, Rabbimize yönelerek, geçmiş hatalarımız için tövbe eder, geleceğimizi daha güzel bir şekilde inşa etmeye çalışırız.

Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır.

إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللَّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللَّهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ فَلاَ تَظْلِمُوا فِيهِنَّ أَنْفُسَكُمْ

Allah’ın gökleri ve yeri yönettiği günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin...”

Bu ayet-i kerimede işaret edilen haram ayların Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğunu Hz. Peygamber şu hadisleriyle açıklamışlardır:

إِنَّ الزَّمَانَ قَدِ اسْتَدَارَ كَهَيْئَتِهِ يَوْمَ خَلَقَ اللَّهُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ ، اَلسَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا ، مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ، ثَلاَثٌ مُتَوَالِيَاتٌ ، ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْمُحَرَّمُ وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِى بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ

Muhakkak zaman Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peşpeşedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyel-ahir ile Şaban ayları arasında olan Mudar Kabilesinin ayı Recep'tir”

Üç Ayların Önemi

 Yüce Allah’ın insanlara rahmetini ve nimetlerini çokça ihsan ettiği belli vakitler, belli mevsimler vardır. Haftanın günleri arasında Cuma; kameri aylardan olan Recep, Şaban ve Ramazan bu türden feyiz ve bereketi bol zaman dilimlerindendir.

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır.

1- Regâib, Receb’in ilk cuma gecesi
2- Mirac Receb’in 27. gecesi
3- Berat Şaban’ın 15. gecesi
4- Kadir Gecesi ise Ramazan ayının 27. gecesi 

Rasulullah buyurdu ki: 

خَمْسُ لَيَالٍ لَا تُرَدُّ فِيهِنَّ الدُّعَاءَ: لَيْلَةُ الْجُمُعَةِ، وَأَوَّلُ لَيْلَةٍ مِنْ رَجَبٍ، وَلَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ، وَلَيْلَتَيِ الْعِيدَيْنِ 

Duaların reddolunmayacağı beş gece vardır: Receb ayının ilk gecesi, Şaban ayının 15. Gecesi, Cuma gecesi ve iki bayram gecesi. .

 Receb ve Şaban Ayları yeniden başlangıcın ilk adımları

 İnsan her ne kadar et kemik ve sinir sisteminden oluşsa da onun birde duygusal yönü vardır. Duygusal olarak çöküntüye uğramış birisi ne kadar güçlü kuvvetli olursa olsun düştüğü yerden kalkacak bir adım atacak kuvveti kendisinde bulamaz. Moral verecek, destek olacak birini arar. İşte Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Düşüp kaldığımız yerden kalkmak için Rabbimizin bizlere moral olarak gönderdiği aylardır. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insani özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür.

Zennun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir: 

Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

 Üç Aylar Girince Yapılacak Dua

 Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayı girdiği zaman şöyle dua ederdi: 

اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ وَشَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَان

"Allah’ım Recep ve Şaban'ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan'a kavuştur”

Değerli Kardeşlerim..

Recep ve şaban ayları Ramazanı şerif ayına bir hazırlık evresidir. Bu ayların önemi büyüktür.

Receb Ayı; Kamerî ayların yedincisi aynı zamanda "üç aylar"ın ilkidir.

"Receb" kelimesi; herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi heybetinden dolayı yüceltmek manalarına gelir.

Cahiliye devrinde Araplar, putları için bu ayda kurban keserlerdi. Araplar arasında mukaddes bilinen Receb ayı, haram aylardan biridir. Diğer üç haram ay ise, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.

İslam dini gelmeden önce, bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes kendisini bu ayda güven içinde hissederdi. İslam geldikten sonra da, bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay Regaib ve Mirac gibi mübarek geceler ve ilâhî tecellilerle şereflendirildi.

Bu ayların ehemmiyyetine binaen, ülkemizde asırlardır bir “Üç Aylar” geleneği oluşmuş; “Ramazana hazırlık” Recep ayının gelmesiyle başlar hale gelmiştir.

Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti, bu gecelerde mü’minler üzerine yağmur gibi yağar.

Receb ay'ı, içinde iki kandil gecesi bulunması açısından da faziletli bir aydır. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir.

Şaban Ayının Önemi

Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı ve onun 15. gecesindeki Berat Kandili de Mü’minlerce mübarek sayılmış, bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi adet halini almıştır.

Bu gece hakkında Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.

إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَنْزِلُ لَيْلَةَ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَيَغْفِرُ لِأَكْثَرَ مِنْ عَدَدِ شَعَرِ غَنَمِ كَلْبٍ

Allah Teâlâ, Şaban’ın 15. gecesi, -rahmetiyle- dünya semasında tecelli eder ve Kelb Kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”

Rasulullah buyurdu ki:

إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَقُومُوا لَيْلَهَا وَصُومُوا نَهَارَهَا فَإِنَّ اللَّهَ يَنْزِلُ فِيهَا لِغُرُوبِ الشَّمْسِ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ أَلَا مِنْ مُسْتَغْفِرٍ لِي فَأَغْفِرَ لَهُ أَلَا مُسْتَرْزِقٌ فَأَرْزُقَهُ أَلَا مُبْتَلًى فَأُعَافِيَهُ أَلَا كَذَا أَلَا كَذَا حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ

Şaban ayının ortasında (Berat gecesinde) gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz, Allah o gece, güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, yok mu benden af isteyen, onu affedeyim; yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim; yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim; yok mu şöyle, yok mu böyle!, der”

Rasulullah buyurdu ki: 

إِنَّ اللَّهَ لَيَطَّلِعُ فِي لَيْلَةِ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ فَيَغْفِرُ لِجَمِيعِ خَلْقِهِ إِلَّا لِمُشْرِكٍ أَوْ مُشَاحِنٍ 

"Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve Allah'a ortak koşanlar ile ana-babasına asî olanlar dışında bütün kullarını bağışlar” 

Şaban Ayında Oruç Tutmak:

Üsame b. Zeyd anlatıyor: Ya Rasulallah; «Şaban ayında tuttuğunuz kadar başka aylarda oruç tuttuğunu görmedim.» dedim. Şöyle cevap verdi:

ذَلِكَ شَهْرٌ يَغْفُلُ النَّاسُ عَنْهُ بَيْنَ رَجَبٍ وَرَمَضَانَ وَهُوَ شَهْرٌ تُرْفَعُ فِيهِ الْأَعْمَالُ إِلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ فَأُحِبُّ أَنْ يُرْفَعَ عَمَلِى وَأَنَا صَائِمٌ.

«Bu Ramazan ve recep ayı arasında olan ve insanların gaflet ettikleri bir aydır. Ameller o ayda Alemlerin Rabbine yükseltilir. Ben de oruçlu olduğum halde amellerimin yükseltilmesini severim.»

Enes b. Malik anlatıyor:

سُئِلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَيُّ الصَّوْمِ أَفْضَلُ بَعْدَ رَمَضَانَ؟

Rasulullah’a “Ramazandan sonra en faziletli oruç hangisidir?” diye soruldu.

فَقَالَ: «شَعْبَانُ لِتَعْظِيمِ رَمَضَانَ»،

Ramazana tazim için Şaban ayında tutulan oruçtur” buyurdu.

قِيلَ: فَأَيُّ الصَّدَقَةِ أَفْضَلُ؟

Hangi sadaka daha faziletlidir?” diye soruldu.

قَالَ: «صَدَقَةٌ فِي رَمَضَانَ»

Ramazan ayında verilen sadaka” buyurdu.

Rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) :

خَمْسُ لَيَالٍ لَا تُرَدُّ فِيهِنَّ الدُّعَاءَ: لَيْلَةُ الْجُمُعَةِ، وَأَوَّلُ لَيْلَةٍ مِنْ رَجَبٍ، وَلَيْلَةُ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ، وَلَيْلَتَيِ الْعِيدَيْنِ

Duaların reddolunmayacağı beş gece vardır ki bunlar: Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının 15. Gecesi, Cuma gecesi ve iki bayram gecesi.”

Değerli Kardeşlerim..

Ramazan, geçmişde ki yanlışları geride bırakıp mesafe kat etme ayı

Recep ve Şaban aylarıyla moralimizi düzeltip yerimizden kalkıp, cennet yolunda Allah ın rızasını kazanma yolunda ilk adımlarımızı attığımız aylar idi. Ramazan ise mesafeler kat edeceğimiz aydır.

  إِذَا دَخَلَ شَهْرُ رَمَضَانَ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ ، وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ جَهَنَّمَ ، وَسُلْسِلَتِ الشَّيَاطِينُ

"Ramazan ayı gelince, cennet kapıları ardına kadar açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.”

Görülüyor ki; Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu bu ay mü'minler için oruç ayıdır. Bu sebeple, Müslüman bu ayda orucunu tutacaktır. Zira oruç sadece aç ve susuz kalmak değil, kalbin Allah'a açılması, hayata Allah'ın emrettiği şekilde bakılmasıdır.

Yine başka bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ

Kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek, Ramazanı ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır”

Görüldüğü gibi Ramazan gecelerini ihya etmek, son derece önemlidir. Ancak gecenin ihyasından maksat; sadece teravih namazı kılmak değildir. Başka hayırlı ve güzel ameller de yapılmalıdır. Kur’an okumak, zikir ve tefekkürle meşgul olmak, Hz. Peygamberin hayatını okumak, ilimle meşgul olmak… Ramazan gecelerinde yapılması gereken işlerden olmalıdır.

Bu mübarek aylarda, Allah’ın rahmetinden bol bol istifade ederek günahlarımız için tövbe etmeli, geleceğimiz için hayır dilemeliyiz.

Peygamberimizin (s.a.v.) öğrettiği şu dua ile bu güzel ayların bereketini isteyebiliriz:

"Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur."

"Rabbimiz! Kalplerimizi imanla süsle, bizleri bu mübarek zaman dilimlerinde affına ve mağfiretine nail eyle. Dualarımızı kabul buyur, ibadetlerimizi bereketli kıl ve bizleri Ramazan’a sağlık, huzur ve afiyetle ulaştır. Günahlarımızı bağışla, ümmetimize huzur ve birlik ihsan eyle. Âmin."

VAAZI İNDİR

Hazırlayan: Halit IŞIK / Sakarya Ferizli Vaizi

Facebook Yorumları