menu
ZOR ZAMANLARDA YEK VÜCUT TEK YÜREK OLMAK..
ZOR ZAMANLARDA YEK VÜCUT TEK YÜREK OLMAK..
Haftanın Vaazı.. 24.02.2023 tarihli "Zor Zamanlarda Yek Vücut Tek Yürek Olmak.." konulu haftanın vaazı sitemize yüklenmiştir..

Zor Zamanlarda Yek Vücut Tek Yürek Olmak..

مَثَلُ الَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ كَمَثَلِ حَبَّةٍ اَنْبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ ف۪ي كُلِّ سُنْبُلَةٍ مِائَةُ حَبَّةٍۜ وَاللّٰهُ يُضَاعِفُ لِمَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ

Bizi yaratan, bizi yaşatan, tüm kâinatı ve mevcudatı yaratıp idare eden, sonsuz güç ve kudret sahibi Rabbimize hamd olsun.

Ya rabbi şeksiz ve şüphesiz iman ediyoruz ki senden başka ilah yoktur. Çünkü sen;

اِنَّـن۪ٓي اَنَا اللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدْن۪يۙ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ لِذِكْر۪ي

"Kuşkusuz ben, yalnız ben Allahım. Benden başka ilah yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl." (Tâhâ; 14) buyurdun.

Ve yine nazm-ı celilinde,

وَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ۟

"Sizin ilahınız bir tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur. O Rahmân'dır, Rahîm'dir." (Bakara; 163) diyerek apaçık beyan ettin!

Alemlere rahmet olarak gönderdiğin, biz mü’minlerin sıkıntıya uğraması ona çok ağır gelen, gönül iklimimizin sultanı Sevgili peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimize sonsuz salat ve selam olsun.

Muhterem kardeşlerim,

06.02.2023 pazartesi günü daha önce görülmemiş iki ayrı deprem felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bu sebeple vefat eden kardeşlerimize Allahtan rahmet, vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil, yaralanan kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Rabbim bir daha böyle felaketler göstermesin. Bu felaketlerden ders çıkararak tedbirli davranmayı nasib eylesin…

Aynı Allah’a aynı peygambere aynı kitaba iman ettiğimiz, aynı ezanla huzur bulup aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı vatanda aynı bayrak altında özgürce aynı havayı soluduğumuz bu coğrafyada her zamankinden çok daha fazla birlik içinde hareket etmemiz gereken önemli bir zaman diliminden geçiyoruz..

Rabbimiz;

كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِۜ

"Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız." (Âl-i İmrân; 110) buyuruyor.

İnsanlık için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmet” iltifatına layık olmak için gayret gösterme günlerindeyiz.

Yine bugün, zor zamanlarda Allaha sığınmanın duaya sarılmanın anlam bulduğu günlerdeyiz.

وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَاد۪ي عَنّ۪ي فَاِنّ۪ي قَر۪يبٌۜ اُج۪يبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِۙ فَلْيَسْتَج۪يبُوا ل۪ي وَلْيُؤْمِنُوا ب۪ي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

"Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulalar." (Bakara; 186)

Kıymetli kardeşlerim..

Bazen öyle daralır ve sıkışırız ki sığınacak derdimizi dökecek, gözyaşlarımızı rahatça akıtacağımız birini ararız. Böylesi durumlarda şefkat ve merhamet sahibi Allaha el açmak yalnız olmadığımızı terk edilmediğimizi bize öğretir.

Sonsuz ihtiyaç sahibi olan biz kulların, sonsuz kudret sahibi olan rabbimize yönelmesi, halini arz edip niyazda bulunmasıdır dua.

Kulun kendi küçüklüğünü, el açıp yalvardığı kapının büyüklüğünü hissetmesidir. Dua bir itiraftır. Ondan başka sığınacak kapı olmadığının itiraf!

Dua Allah’ın insana değer verme gerekçesidir. Dua insanın varoluş gerekçesidir.

قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ

(Resulüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Furkan suresi, 77)

Duanın iki yönü vardır kavli dua fiili dua..

Allah, kâinatta meydana gelecek tüm olayları belli sebeplere bağlamıştır. Hem dünyada hem de içinde yaşanılan evrendeki her şey Allah’ın koyduğu sebep-sonuç (kanun ve kural) ilişkilerine göre şekillenir. Arzu ettiği bir şeyin olmasını isteyen kişi, onun sebeplerini de yerine getirmek zorundadır.

Dua, kişinin üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmesinden sonra, arzuladığı hedefe ulaşması için gönülden Allah'a yakarmasıdır.

Yaşadığımız mekânları önce sapasağlam yaparak fiili duayı yapacak sonra da bu yapıları koruması için Allaha dua edeceğiz.

Dua ibadetlerimizin bel kemiği, omurgası konumundadır; sevgili peygamberimiz;

عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : الدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ

Enes b. Mâlik’in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Dua ibadetin özüdür.” (Tirmizî, Deavât, 1) buyurmaktadır.

İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde, peygamber efendimizin duasıyla dua etmeli, ki o nebi (s.a.v.) şöyle dua ederdi;

عَنِ ابْنِ عُمَرَ... أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) كَانَ يَقُولُ إِذَا أَخَذَ مَضْجَعَهُ: الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى كَفَانِى وَآوَانِى وَأَطْعَمَنِى وَسَقَانِى وَالَّذِى مَنَّ عَلَىَّ فَأَفْضَلَ وَالَّذِى أَعْطَانِى فَأَجْزَلَ. الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى كُلِّ حَالٍ. اللَّهُمَّ! رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ وإِلَهَ كُلِّ شَيْءٍ أَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ.

Bana yeten, beni barındıran, beni yediren ve içiren, bana iyilik edip (iyiliğini) arttıran, bana nimet verip (nimetini) bollaştıran Allah’a hamdolsun. Her hâl ve durumda Allah’a hamdolsun. Her şeyin Rabbi, hükümdarı ve ilâhı olan Allah’ım! Cehennemden sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 97, 98)

Bu duaya amin, amin, amin diyoruz!

Muhterem Müslümanlar;

Kan bağı ile yakınlığı olan akrabadır. Aynı çevreyi paylaşan komşudur. Aynı inancı paylaşan ise din kardeşidir.

Kardeş sözcüğü yeryüzünde tüm dillerde sıcaklığı, sevimliliği ifade eder. Anne-babadan gelen kardeşlik yanında Kuran ve Sünnet, kardeşliğe daha farklı, daha vurucu anlamlar katmıştır.

Kardeşlik insanlar arasında her türlü farklılık, sosyal ve ekonomik üstünlüğü bir tarafa bırakmayı sağlayan, yürek birliği içinde Allah’a yönelmeyi hedefleyen bir duygudur.

İnsanlar çok değişik amaçlarla bir araya gelebilirler. Ama din kardeşliği buna benzemez. İnanca dayalı kardeşlik bilinci mesafe ve sınır tanımaz. Birbirini hiç görmeyen insanlar arasında muhabbet ve bağlılık peyda eder.

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟

  • "Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, ıslah edin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız." (Hucurât; 10) buyurmaktadır Mevla teala..

Islah edin demek aranızdaki güveni zedeleyecek şeyleri de ortadan kaldırın demektir.

Kardeşliğin 3 ölçüsü vardır:

1) Başkasına zarar vermemek, “def’i mefasid, celb-i menafiden evladır”. Yani Müslümanın en temel hususiyeti ne din kardeşine ne de dünyadaki diğer insanlara zarar vermemektir. Fayda vermeden önce zarar vermemek önceliklidir.

2) Başkasına faydalı olmak, “insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır.

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِيِّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ: مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ يَسَّرَ عَلَى مُعْسِرٍ يَسَّرَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِى الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ، وَمَنْ سَتَرَ عَلَى مُسْلِمٍ سَتَرَ اللَّهُ عَلَيْهِ فِى الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ، وَاللَّهُ فِى عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِى عَوْنِ أَخِيهِ.

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim bir Müslüman’ın dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 60)

3) Îsâr kendisi ihtiyaç duyduğu halde başkasının ihtiyacını gidermeyi tercih etmektir.

Kardeşliği zedeleyen her davranışa engel oluyor peygamberimiz. İnsanı insanın kurdu değil yurdu olarak görüyor ve gösteriyor.

Maalesef kardeşlik bozulduğu anda çöküş başlıyor. Fitne tespit edilemezse virüs gibi yayılıyor. Kardeşlik kristal bir cama benzer. Dikkatlice korunmaz ise zarara uğrar ve kırılır.

Kardeşiz, din kardeşiyiz, kardeşçe yaşamalıyız diyoruz. Doğrudur. Çünkü Allah ta peygamber de kardeş ilan etmiş biz Müslümanları. Sürekli dilimizde olan bu kelime günlük hayatımızda boy gösterebiliyor mu? Filizlenebiliyor mu? Sözde mi kardeşiz özde mi? İcraat olarak hangi boyutlardayız. İşte bunu fiili olarak gösterme günlerindeyiz.

Kardeşlerimizi en az kendimiz kadar düşünebiliyor muyuz? Bu sıkıntılı günlerde İşte bize fırsat!

Kendimiz için sevdiğimizi, istediğimizi başkası için de aynen sevebiliyor ve isteyebiliyor muyuz? Peygamberimiz;

عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِيِّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ:لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.

Enes’ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden biri, kendisi için istediğini (Müslüman) kardeşi için de istemedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamaz.” (Buhârî, Îmân,7) buyuruyor.

Elimizle dilimizle hareketlerimizle diğer insanlara zarar vermiyor fayda verebiliyor muyuz?

Camide omuz omuza sergilediğimiz birliği, beraberliği, kardeşliği cami dışında da gösterebileceğimiz günlerdeyiz!

Bütün Müslümanların hatta insanlığın derdini kendi derdimiz olarak görebiliyor muyuz?

Bize gelecek zarara karşı koyabilmek için gösterdiğimiz çabanın bir benzerini diğer kardeşlerimize gelebilecek zararlara karşı da gösterebiliyor muyuz?

Düşen kardeşimizin elinden tutabiliyor muyuz? Onunla birlikte sevinip birlikte gülebiliyor muyuz? İşte bugün o gündür.

Gerektiğinde birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için olabiliyorsak hem sözde hem de özde Müslümanız demektir. Bu saydıklarımız kolay gibi görünse de gerçekten zordur. Ama İslam’ın oluşturmak istediği toplum budur.

Unutmayalım ki, İncecik liflerden oluşan halat koskoca gemileri limana bağlıyor ve tutuyor.

Sosyal medyadaki olumsuz moral bozucu, tahrik edici paylaşımlar konusunda da her zamankinden daha fazla ferasete ihtiyacımız olduğunu da unutmayalım.

Deprem felaketinin ilk anlarından itibaren canla başla çalışarak bir canı kurtarmak için aç ve susuz günlerce enkaz başında çalışan tüm kardeşlerimize sahip çıkalım. Onların morallerini bozacak söz, fiil ve paylaşımlardan uzak duralım.

Bugün, bir ve beraber olmanın ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu idrak etme günüdür.

Bugün, iyilikleri olabildiğince artırma, kötülük ve günah olan şeyleri de olabildiğince azaltma günüdür. Çünkü yüce Mevla;

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ

"... İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir." (Mâide; 2) buyurur.

Kitabımız Kur’an ve Peygamber Efendimizin çağrısı birliğe ve beraberliğe, birlik ve beraberliği her türlü menfaatin üstünde tutmayadır.

Dinimizin çağrısı tefrika ateşine düşmekten, gücünü, kuvvetini kaybetmekten sakınmayadır.

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَٓاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِه۪ٓ اِخْوَاناًۚ وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

"Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayınız. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız." (Âl-i İmrân; 103)

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ وَاصْبِرُواۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَۚ

"Allah ve resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuşkusuz Allah sabredenleri sever." (Enfâl; 46)

Peygamberimizin çağrısı, bir vücudun azaları misali uyum içinde olmaya, ötekinin sıkıntısına ortak olmayadır.

عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِى تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى.

Nu’mân b. Beşîr’in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” (Müslim, Birr, 66)

Unutulmamalıdır ki birlik ve beraberliğimizi sağlamak Allah’ın kitabına ve Resûl-i Ekrem’in sünnetine sımsıkı sarılmakla mümkündür. Yine unutulmamalıdır ki birlik ve beraberliğin olduğu yerde kardeşlik, huzur, bolluk, bereket ve rahmet vardır.

Sıkıntılı bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde afetin ilk anından itibaren milletçe gösterdiğimiz yardımlaşma ve dayanışma ruhunu, milletçe kuşandığımız infak ahlakını devam ettirmek öncelikli sorumluluğumuzdur. Çünkü rabbimiz

مَثَلُ الَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ كَمَثَلِ حَبَّةٍ اَنْبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ ف۪ي كُلِّ سُنْبُلَةٍ مِائَةُ حَبَّةٍۜ وَاللّٰهُ يُضَاعِفُ لِمَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ

"Mallarını Allah yolunda harcayanların örneği, her başağında yüz tanenin bulunduğu yedi adet başak çıkaran bir tohum tanesi gibidir. Allah dilediğine katlayarak verir, Allah (zât ve sıfatlarında) sınırsızdır, her şeyi bilmektedir." (Bakara; 261) buyurur. Yine;

لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتّٰى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِه۪ عَل۪يمٌ

"Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir." (Âl-i İmrân; 92)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَةٌۜ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ

"Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir." (Bakara; 254)

Bu dayanışma ruhuyla ülke olarak hep birlikte yaralarımızı saralım ve hep birlikte şifa bulalım.

Kavlî dualarımıza fiilî dualarımızı katalım. Umutları yeniden yeşertmek için çaba gösterelim. Yaşadığımız bu büyük afet karşısında kimsesizlere kimse, çaresizlere çare olmaya devam edelim. İhtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim, yetim ve öksüz yavrularımızı bağrımıza basalım. Kardeşlerimizin acısını bir nebze de olsa hafifletmek için elimizden gelen bütün gayreti gösterelim. Deprem bölgelerinin yanında illerimize gelen depremzede kardeşlerimize de ulaşıp destek olalım.

Unutmayalım ki, aynı yolu gidenler aynı sona ulaşır, aynı sonu yaşarlar. Öyleyse hep birlikte vahyin yolunda yürüyüp Allah’ın izniyle cennete gitmek için çalışalım.

Allah’ım; zalimlere, hainlere bozgunculara fırsat verme! Mazlumlara, mağdurlara, masumlara yardım eyle. Vatanımızı, milletimizi her türlü dünyevi ve semai afetlerden, taşıyamayacağımız kederden, tahammül edemeyeceğimiz acılardan muhafaza eyle. Amin…

VAAZI İNDİR

Hazırlayan ve Düzenleyen: Feyzullah YILMAZ / Sakarya İl Vaizi

Facebook Yorumları